Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenen 'Türk Devletlerinde Çalışma Hayatı ve Sosyal Koruma Uluslararası Konferansı'nın açılışına Bakan Işıkhan'ın yanı sıra Azerbaycan Çalışma ve Halkın Sosyal Koruması Bakanı Sahil Babayev, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım katıldı. Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen konferansın açılış konuşmasını rektör Prof. Dr. Kemalettin Aydın yaptı. Ardından konuşan Bakan Işıkhan, "Türk devletleri coğrafyası, insanlık tarihine yön veren büyük medeniyetlerin kurulduğu bir coğrafyadır. Çalışma hayatına bakışımız da yine aynı iklimde, ‘insanı yaşat ki, devlet yaşasın’ ilkesiyle şekillenmiştir. Son yılların devletlerarası ilişkilerimiz açısından en sevindirici gelişmesi; kuşkusuz Türk Devletleri Teşkilatı’nın kuruluşu olmuştur. Uzun yıllara dayanan, üye ve gözlemci ülkelerin maddi ve manevi gayreti ile kurulan teşkilat, üyeler arasında 30'un üzerinde iş birliği alanı belirlemiştir. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda ülkeler arası iş birliği ve dayanışmayı daha da kuvvetlendirecek önemli fırsatlar elde etmiş durumdayız. Hepimizin ortak amacı, halklarımızın refahı, güvenliği ve huzurudur. Bu amaca giden en önemli yol ise iş gücü piyasalarında çalışma barışını sağlamaktan ve sosyal güvenlik sistemlerini güçlü bir şekilde yapılandırmaktan geçmektedir" dedi.
"Güçlü bir iş birliği sürecini yürüttüğümüz tarihi bir dönemden geçiyoruz"
Bakan Işıkhan, istihdam güvenliğinin, ekonomik kalkınma ve istikrarlı büyüme için kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, "İş gücü piyasalarının daha verimli hale getirilmesi, özellikle gençlerimizin ve kadınların iş gücüne katılımının artırılması ve mesleki eğitim imkanlarının genişletilmesi, istihdamın artırılması bakımından önemli adımlar olacaktır. Bu çerçevede, ülkelerimiz arasındaki iş birliğini daha da derinleştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Kadın, genç ve engelliler gibi özel grupların istihdamında birbirimizin tecrübelerinden daha fazla yararlanmamız gerektiğini düşünüyorum. Türkiye olarak, Türk devletleri ile halihazırda, iş gücü piyasaları, sosyal güvenlik ve ekonomik kalkınma alanlarında güçlü bir iş birliği sürecini yürüttüğümüz tarihi bir dönemden geçiyoruz. Bu iş birlikleri, özellikle ikili anlaşmalar çerçevesinde, iş gücü hareketliliğini düzenleme, emeklilik haklarının korunması ve mesleki eğitim projeleri gibi alanları da kapsadığında, hem ortak çalışma hayatı hedeflerimiz, hem de ikili ilişkilerimiz bakımından çok daha verimli sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Özellikle mesleki yeterliliklerin karşılıklı olarak tanınması, iş gücümüzün niteliklerinin artırılması ve gençlerimize iş dünyasında daha iyi fırsatlar sunulması, hepimizin ortak hedefidir. Bu doğrultuda, ülkemiz, diğer Türk devletleri ile iş birliği içerisinde, iş gücü piyasalarının ihtiyaçlarına uygun eğitim programları geliştirmeyi ve bu programları daha etkin bir şekilde hayata geçirmeyi amaçlamaktadır. Türk devletlerinin ortak bir iş gücü piyasasını hayata geçirmesi, çalışanlarımızın sınırları aşarak ülkelerimizin ortak geleceğine daha çok katkıda bulunması en büyük temennimizdir" diye konuştu.
"Genç istihdamı çalışma hayatında büyük fırsatlar sunuyor"
Genç ve dinamik nüfuslara sahip olunmasının ortak gelecek adına dikkate değer bir tablo çizdiğini belirten Işıkhan, "Nitekim, son dönemde Türkiye ve Türk dünyasında, genç istihdamı potansiyeli ve teknolojik gelişmeler, çalışma hayatında büyük fırsatlar sunmaktadır. Türkiye'de genç nüfusun neredeyse yarısı 30 yaş altı bireylerden oluşmakta ve 15-29 yaş arası gençler nüfusumuzun dörtte birini oluşturmaktadır. Türkiye’nin 2021-2023 Ulusal Genç İstihdam Stratejisi ve Eylem Planı, eğitim ve istihdam arasındaki bağı güçlendirmeyi, gençlerin gelecekteki mesleklere hazırlanmasını hedeflemektedir. 2024-2028 dönemi için çalıştaylarına şubat ayında başladığımız Ulusal İstihdam Stratejisi ve diğer eylem planlarımızın, sizlerin de tecrübe ve katkıları ile zenginleşeceğine inanıyoruz. Özellikle dijital ve yeşil dönüşüm ile sanayi 4.0 gibi konularda gençlerin yeteneklerinin geliştirilmesi üzerine çalışmalar yapmaktayız. Bu doğrultuda, mesleki ve teknik eğitim merkezlerinin sayısı arttırılmakta, gençlerin yeni becerilere sahip olarak iş dünyasına adapte olmaları sağlanmaktadır. Söz konusu demografik avantajın, ülkelerimizin iş birliği içinde, Türk dünyasını gelecek yüzyıllara taşıması hepimizin en büyük idealidir" ifadelerini kullandı.
Binali Yıldırım ise Türkiye'nin 40 yıldır terörle mücadele ettiğini söyleyerek, "Terörle mücadelede bizim uzmanlığımız dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Biri bitiyor biri başlıyor. FETÖ'cü terör örgütü, bölücü terör örgütü, DAEŞ terör örgütü sayabilirsen say. Amaç Türkiye'nin enerjisini azaltmaktır ve Türkiye'nin bölgesel ve küresel güç olmasını engellemektir; ama başaramayacaklar. TUSAŞ’a yapılan saldırı Türkiye'nin bağımsızlığına yapılmış bir saldırıdır. Aynı zamanda son günlerde Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanımızın, Devlet Bahçeli'nin kucaklaşma çağrısına karşı bu çağrıyı sabote etmeye yönelik bir faaliyettir. Bunun iyi bilinmesi lazım. Ama bunlar hiç ama hiç etkili olmayacak ve inşallah vatandaşlarımız arasındaki nifak tohumlarını saçanlar başarısız olmaya mahkum olacaklar" diye konuştu.