Bakan Fidan, Türkiye’nin Suriye ve Irak ile ilişkilerinin yanı sıra İsrail’in Gazze’ye saldırıları ve ateşkes müzakereleri başta olmak üzere Orta Doğu’daki gelişmelere dair Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli Sky News Arabia televizyon kanalına mülakat verdi.

Filistin-İsrail barış müzakerelerinde anlaşmaya varılamamasıyla ilgili olarak Fidan, "(İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu’nun, başka bir ajandası var. Filistin’de ateşkes, Netanyahu'nun politik amaçlarıyla örtüşmüyor. Gerek Amerikalılar, gerek Batılılar da bu konuda hemfikirler." diye konuştu.

Flaş... Konya'da minibüs ile traktör çarpıştı: 2 ölü 9 yaralı Flaş... Konya'da minibüs ile traktör çarpıştı: 2 ölü 9 yaralı

Fidan ayrıca, "İki devletli çözümü şimdi hayata geçirmezsek, ileride bir dördüncü Gazze savaşı çıkacaktır. Sürekli savaşlarla uğraşacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Dışişleri Bakanı, "İki devletli çözüm konusunda anlaşma olursa, Türkiye olarak önerdiğimiz garantörlük mekanizmasının parçası olabiliriz." ifadesini kullandı.

"PKK, Irak’ın her yerini kanser hücresi gibi sarıyor"

Suriye konusunda Türkiye'nin nihai duruşuna ilişkin soru üzerine Fidan, terörizmin Suriye’den temizlenmesi gerektiğine işaret ederek, orada özellikle PKK’nın işgal ettiği Arap toprakları, ele geçirdiği petrol tesisleri olduğunu belirtti. Fidan, "(PKK/YPG) ile savaşmamız, bunun elindeki petrolü, enerji kaynaklarını alıp Suriye halkına geri vermemiz gerekiyor." dedi.

Ankara ve Bağdat'ın PKK'yla mücadele konusunda ortak bir perspektife ve duruşa sahip olup olmadığı sorusuna ilişkin Fidan, Türkiye olarak Irak’ta hem siyasal istikrarın hem can güvenliğinin sağlanması için sürekli yapıcı katkıda bulunduklarını söyledi.

Fidan, "PKK, Irak’ın her yerini kanser hücresi gibi sarıyor. Bu artık bizim sorunumuz olmaktan çıkıp Irak’ın bir milli güvenlik sorununa dönüştü." ifadelerini kullandı.

"Görüşme için şart yok"

Fidan, Şam’ın, Türkiye’yle ilişkilerin yeniden eski haline dönmesi için şart koştuğu iddiasıyla ilgili, "Bize şu ana kadar yapılmış herhangi bir şart yok. Zaten ortaya konan, bizim perspektifimizde olan sorunlar var, onların perspektifinde olan sorunlar var. Eğer zaten görüşmeden birbirimize şart koyacaksak görüşmenin bir anlamı yok. Görüşme dediğiniz şey medeni bir şekilde zaten bu sorunları çözmek için var, insanlar bunları çözmek için görüşürler. Biz güçlü bir ülkeyiz, çaresizlikten dolayı bir görüşme arayışı içinde değiliz, olgunluğumuzdan dolayı bir görüşme arayışı içindeyiz. Yani güçten ziyade diplomatik etkimizi ve bölgenin barışa olan ihtiyacını kullanmak istiyoruz. Bu konuda tabii Türkiye’nin diğer dostlarının da desteği önemli, başta Arap Ligi. Arap Ligi üyeleri olan Suriye’nin komşusu olan ülkeler, bunların destekleri ve tutumları da önemli. Ben bunlarla da konuşuyorum, Suudi Arabistan’la konuşuyorum, Birleşik Arap Emirlikleri’yle, Katar’la, Mısır’la, Ürdün’le, buradaki kardeşlerimizin hepsiyle konuşuyoruz. Yani Suriye’ye ve Suriyelilere nasıl yardımcı olabiliriz? Suriye’yi içinde bulunduğu krizden nasıl kurtarabiliriz, hep beraber bunun bir arayışı var. Şimdi bu yeni dönemde bölge ülkelerinin birbirleriyle olan diyaloğunun arttığını görüyoruz. Daha yapıcı politikaların öne çıktığını görüyoruz. Bölgede yine kalkınmaya yönelik arayışların öne çıktığını görüyoruz. Türkiye bu noktada elinden gelen yapıcı rolü oynamada son derece kararlı" ifadelerini kullandı.

Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Esad’ın görüşme ihtimaline ilişkin ise "Cumhurbaşkanımız böyle bir teklifte bulundu, yani bizler de bu konuyla ilgili çalışıyoruz. Şimdi bir şey söylemek için erken, ama çalışıyorum ben" dedi.