Avrupa’da nükleer tansiyon: Tuşa ilk kim basacak?

Belarus Savunma Bakanı Viktor Hrenin, ülkesinin ordusunun nükleer silah kullanmaya hazır olduğunu açıkladı. Belarus televizyonunda konuşan Hrenin ayrıca, taktik nükleer silahların Belarus topraklarına iade edildiğini de açıkladı. Belarus ile Rusya, bir süredir ‘stratejik olmayan nükleer kuvvetlerle’ tatbikatlar yürütüyor ve bu tatbikatların ikinci aşamasına geçilmiş durumda. Bir önceki aşama, Mayıs ayında Rusya’nın güneyinde gerçekleştirilmişti ve İskender ve Kinjal füzelerinin fırlatılmasını da içeriyordu.  Belarus ve Rusya’nın tatbikatlarının ‘nükleer savaş tehlikesi’ yarattığı görüşünde olanlar da var. Ancak bu noktada, Rusya’nın Sovyet döneminden bu yana taktik nükleer silahlar kullanarak tatbikat yapmadığını hatırlatmakta fayda var. Öte yandan, NATO ülkelerinin, Avrupa'da konuşlandırılmış Amerikan nükleer silahları da dahil olmak üzere, düzenli olarak nükleer silahlarla tatbikat yaptığı da bir diğer önemli gerçek. ABD’nin 150 nükleer bombası Almanya’da Büchel, İtalya’da Aviano ve Gedi, Belçika’da Kleine Brogel, Hollanda’da Volkel ve Türkiye'de İncirlik üslerine yayılmış durumda. 5 ülkedeki 6 askeri üste, toplamda 18 megaton kapasiteli B61 bombalarının çeşitli modifikasyonları… Ayrıca, ABD’nin taktik nükleer silahlarını da, bu silahları taşıyabilecek kapasitedeki savaş uçakları ve bu uçakların yeni teslimat güzergahlarını takip ederek de bulunabilir.  Bu uçaklar arasında Tornado GR4, F-15E, F-16A/B, F-16C/D ve F-35A Lightning II bulunuyor. Ayrıca, Almanya'nın satın almayı planladığı F/A-18F de nükleer silah taşıma kapasitesine sahip.  Bir diğer deyişle NATO, savunmacılıktan çok uzak stratejisini hiçbir zaman gizlemiyor. NATO güçleri ve askeri varlığı, komşu ülkelerin topraklarında konuşlandırılmış durumda ve geniş çaplı manevralar yürütülüyor.  Buna karşılık Belarus da, Rusya ile birlikte bu büyük askeri hazırlığa karşı önlemini alıyor.  Belaruslu meslektaşımız Vladimir Vuyaçic, Belarus ve Rusya’nın hazırlıklarına dair şunları söylüyor: “İçeriden alınan bilgilere göre, Belarus ordusu belirlenen bölgelerde ve operasyonel havaalanlarında, nükleer silah taşıyıcılarının kullanımına hazırlık için çeşitli unsurların eğitimini gerçekleştirecek. İskender komplekslerinin yanı sıra Su-25 filosundan da bahsediyoruz. Ayrıca Belarus füze sistemi Polonez-M de eğitimlerde yer alacak. Dolayısıyla, silahlı mücadele yöntem ve tekniklerinin geliştirilmesi, modernizasyon, en yeni askeri teçhizatın üretimi ve satın alınması, Belarus'un sadece kendi topraklarında barışı korumaya değil, aynı zamanda müttefiklerine verdiği taahhütleri yerine getirmeye de hazır olduğunu göstermektedir.” Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko, nükleer tatbikatlarla ilgili “Nükleer tatbikatlar Avrupa'daki durumu alevlendirmez, ancak bundan sonra düzenli olacak sıradan bir olaydır” ifadelerini kullanmıştı.  Savunma Bakanı Hrenin de, ülkesinin nükleer tatbikatları konusunda, Batı ülkelerini işaret ediyor:  "Batı'nın artan militarizasyonunu, savaşa hazırlık amacıyla bir dizi önlemin yürütüldüğünü görüyoruz, operasyonel muharebe eğitimi faaliyetlerinin sayısı önemli ölçüde arttı, devletimize karşı sürekli keşif yapılıyor.” Belarus Savunma Bakanlığı, geçen hafta stratejik olmayan nükleer kuvvet tatbikatlarının ikinci aşamasının başladığını duyurmuştu. Tatbikatların ilk aşaması 6 Mayıs’ta başlamıştı. Sebebi ise, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’a göre, Batı ülkelerinin Ukrayna’ya askeri birlik gönderilmesine ilişkin açıklamalarıydı.  Son olarak Hrenin de Belarus'un Batı'nın saldırgan planlarını gördüğünü ve bu nedenle hazırlık yaptıklarını söyleyerek, “Ordu savaşı yürütmek için değil, savaşı önlemek için bir araçtır” açıklamasında bulunmuştu. Mevcut durumda, ABD ve NATO, Avrupa ve Türkiye’de konuşlu uzun soluklu nükleer silah depolarını ‘Rus tehdidine’ karşı bir önlem olarak sunarken, Rus ve Belaruslu yetkililer de aynı şekilde ‘artan militarizasyon ve saldırganlığa’ dikkat çekiyor.  Krizin düğümlendiği nokta ise Ukrayna…  İsviçre'nin ev sahipliğinde gerçekleşen Ukrayna Barış Zirvesi’nden elle tutulur bir şey çıkmadığı ortada, zaten Rusya’sız bir barış zirvesinden somut bir şey de beklenmiyordu.  Nükleer savaşın her geçen gün daha fazla konuşulmaya başlandığı bir iklimde; Batı’nın ‘tarihi’ askeri tatbikatları, Baltık ülkelerinin NATO’nun silah deposuna çevrilmesi, son olarak Dağıstan’da yaşandığı gibi Rusya içi şok terör eylemleri ve Ukrayna’ya devam eden askeri destek, gerilimin istikameti konusunda endişe verici işaretler barındırıyor.  Olası bir nükleer savaşta “Tuşa ilk kim basacak?” sorusunu soracağımız günler sandığımızdan da yakın olabilir. Rus ve Belaruslu yetkililer temkinli, NATO önderliğindeki Batı kampı ise, bu konuda çok daha hevesli duruyor. YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN