7 Ekim'den bu yana, Filistin ve İsrail arasındaki çatışmalarda yaklaşık 20 bin sivil hayatını kaybetti. Uluslararası toplum, Gazze'deki insani krizin şiddetlenmesinden derin endişe duyuyor. BM Güvenlik Konseyi'nin 15 üyesinden 13'ü BAE'nin ateşkes karar tasarısını desteklerken, İngiltere çekimser kaldı ve yalnızca ABD ret oyu kullandı. ABD vetosu ile barış isteyen dünya ülkelerine karşısına dikildi.
Ekim ayında, Brezilya tarafından sunulan bir başka ateşkes karar tasarısı da ABD'nin vetosu ile kabul edilmemişti. ABD Başkanı Joe Biden, BAE'nin karar tasarısının reddedilmesinden sonra İsrail'e 45 bin tank mermisi sağlanmasını ABD Kongresi'ne önerdi. Beyaz Saray Sözcüsü John Kirby, ABD'nin Gazze'deki sivillerin acılarını azaltmak için çaba harcayan tek ülke olduğunu iddia etti. Ancak, ABD'nin Orta Doğu'daki hegemonyasını korumak adına İsrail'e koşulsuz destek sağlaması ve sivillerin korunmasında olumlu bir tutum sergilemede zorlanması ironik olarak değerlendiriliyor.
Gazze Şeridi'ndeki insani trajedi, insanlığın vicdanına büyük zarar verdi. Barış aleyhine yapılan her türlü girişim ve iddia kabul edilemez. ABD'nin Gazze krizinde uyguladığı çifte standartlı politikalar, uluslararası toplum tarafından eleştiriliyor. ABD'nin "İnsan Hakları ve Demokrasiyi Korumak" sloganı, bu politikalar nedeniyle sorgulanıyor.
Fransa, Rusya, Çin, BAE ve Filistin dahil birçok ülke, ABD'nin vetosundan dolayı hayal kırıklığına uğradı. Rusya'nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Dimitri Polyanski, oylama gününü Orta Doğu için kara bir gün olarak nitelendirerek ABD'nin on binlerce Filistinli ve İsrailli kadın ve çocuğa idam cezası verdiğini ifade etti.
Uluslararası toplum, özellikle büyük ve etkili ülkelerin ateşkesi gerçekleştirmek ve sivillerin can kaybını azaltmak için çaba göstermesi gerekir.