Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2024 yılında alınacak asgari ücretin belirlenmesi için ilk toplantısını 11 Aralık’ta yapacak. Yaklaşık 7 milyon emekçiyi ilgilendiren görüşmelerin başlamasına sayılı günler kaldı. Milyonlarca kişinin gözü kulağı bu görüşmelerde. Emekçiler asgari ücretin ne kadar olacağını merakla bekliyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın "İşçilerimizin onayını alacak, işverenlerimizi de yormayacak ve istihdama zarar vermeyecek bir asgari ücret seviyesi hedefi ile süreç yönetilecek" sözleri ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın “tek zam” olacağını yinelemesi gözleri yeniden komisyona çevirdi.
İlk toplantı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda yapılacak. İkinci toplantı işçi tarafını temsil eden Türk-İş'te olacak. Üçüncü toplantı ise işveren tarafı olan TİSK'in ev sahipliğinde yapılacak. Aralık ayı boyunca sürecek görüşmelerin ardından yeni yılda geçerli olacak asgari ücret açıklanacak. Görüşmeler bu yıl farklı gerçekleşecek. İşçi, işveren ve hükümetten 5'er olmak üzere 15 kişilik Asgari Ücret Tespit Komisyonunda bu yıl TÜRK-İŞ heyetinde farklı mesleklerden asgari ücretli 4 işçi yer alacak. TÜRK-İŞ yönetiminden bir sendikacı ile sendikalı olmayan garson, akaryakıt pompacısı, berber ve kasap gibi farklı mesleklerden 4 işçi temsil edecek.
Komisyon İşlevsizleştirildi
Türk-İş bu yıl temsilde farklı bir çizgi izlese de sendikalar komisyonun yapısından ve işleyişinden şikayetçi.
Uzun yıllar Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda Türk-İş’i temsilen görev yapan Tekgıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, komisyonun işlevsizleştirildiğini belirterek “bu artık orta oyununa dönüştü” dedi. Masanın pazarlıktan uzak olduğuna işaret eden Türkel şunları söyledi:
“Geçmişte işçi konfederasyonunun bu komisyonda bir ağırlığı oluyor muydu? Evet oluyordu. Ancak zamanla bu sistem çeşitli değişikliklere uğradı. Bugün komisyonda neyi tartışırsanız tartışın sonuçta yukarıdaki söyleyeceğini söylüyor bu da zarfın içerisinde komisyona geliyor. Sonuç olarak kabul edenler, etmeyenler durumu çıkıyor ortaya. Çoğunlukla da oylamada işçi kesimi bir miktarı destekliyorsa işveren kesimi karşı çıkıyor. İşveren kesimi ile hükümeti temsil edenler birlikte oluyor ve oy çokluğu ile çıkıyor. Son onbeş yılda Asgari Ücret Tespit Komisyonu işlevsizleştirildi, amacını, anlamını yitirdiğini düşünüyorum. Bu artık bir orta oyununa dönüştü. İnsanların ilgisi özellikle oraya odaklanıyor. Sonunda da ya dağ fare doğuruyor ya da yukarıdan birisi müdahale ediyor ‘asgari ücret bu olacak’ diyor. Özellikle Cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte devrede artık başka bir güç var.”
Türkel, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın “tek zam olacak” açıklamasına ilişkinde ekonomik göstergelerin dikkate almak zorunda kalınacağını söyledi. Türkel, şöyle konuştu:
“Birkaç yıl önceye kadar asgari ücret hep yıllık olarak devam ediyordu. Ancak bundan iki yıl önce biz Asgari Ücret Tespit Komisyonuna bir çağrı yaptık, komisyonu acil toplantıya çağırın, işçi bu yılbaşını çıkaramaz dedik. Bu ekonomik koşullarda buna dayanamayız dedik. Sonra 6 aylık olarak devam etti. Yani ekonominin koşulları Bakanın veya Cumhurbaşkanının ne dediğinin ötesine geçer. Hatırlayın Cumhurbaşkanı “EYTyi ben olduğum sürece kimse kabul ettiremez” demişti. Sonra Türkiye başka bir tablo ile karşılaştı. Enflasyon yüzde otuzlara dayanırsa bakan istese de istemese de bunu tespit etmek zorunda. Çünkü buna kimse dayanamaz. Bence burada şöyle bir yol izleniyor; Sayın Cumhurbaşkanı iş dünyasından gelecek ‘çok zam yaptınız’ tepkilerine karşı ‘bir yıllık yapacağız’ diyor. Diğer taraftan işçi kesiminin de gönlünü alacak manevrasını yapıyor. Seçimlerden sonra ekonominin durumuna göre toplanacağına işaret ediyor. Ben komisyonun enflasyon ilk altı ayda yüzde 25’leri geçerse toplanması mecburi hale gelir diye düşünüyorum.
Veriler güvenilir değil
Çalışma hayatı uzmanı, ODTÜ Öğretim Görevlisi Yıldırım Koç ise asgari ücretin belirlenmesinde dikkate alınan TÜFE verilerinin güvenilir olmaktan uzak olduğunu söyledi.
Asgari ücretlilerin harcamaları içinde gıda harcamalarının payının ülke ortalamasının üstünde olduğuna dikkat çeken Koç, gıda harcamalarındaki fiyat artışının genellikle genel fiyat artışının daha üstünde bir oranda olduğunu vurguladı. Koç, TÜİK’in tüketici fiyatları endeksinin, bu nedenle, asgari ücretlilerin tüketim kalıbını ve tüketilen ürünlerdeki fiyat artışını tam olarak yansıtmadığını belirtti.