Antalya'da tatilciler, kıyıya gelen yunusu denize döndürdü Antalya'da tatilciler, kıyıya gelen yunusu denize döndürdü

2024 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmalarında sona yaklaşıldı. Taraflar müzakerelerde belli bir aşamayı geride bırakırken, sonucun bu hafta sonuna kadar açıklanması bekleniyor.

CGTN Türk özel yayınında asgari ücret belirleme yönetime ilişkin değerlendirmelerde bulunan ekonomist Prof. Dr. Aziz Konukman, ücretin aile düzeyinde belirlenmesi gerektiğini belirterek teşmil yönteminin uygulanması gerektiğini söyledi. Tek seferlik zammın yeterli olmayacağına dikkat çeken Konukman, “Bakın enflasyon düştü demek fiyatlar düştü demek değil. Çok karıştırılan bir şey. Yani Hafize Hanım şunu demiyor, Haziran'da fiyatlar zirve yapacak demiyor, enflasyon zirve yapacak sonra düşecek.  Şimdi enflasyon oranının düşmesi dezenflasyon demek. Bakın bu çok kritik bir şey. Fiyatlar artmaya devam edecek. Benim maaş ne olacak, ücret ne olacak? Bir yıl için belirlenmiş olacak. Bakın satın alma gücü enflasyon oranı düşmesine rağmen düşecek. İşte burada ne yapmanız lazım? Bir kez daha ücreti belirlemeniz lazım. Kendileri söylüyor bunu.  Haziranda zirve yapacak, ondan sonra düşmeye başlayacak iyi tamam kardeş o güne gelelim bir daha belirleyelim. Niye satın alma gücünden mağdur olacak? Çünkü yani alım gücü düşecek. Reel ücretler düşmeye başlayacak."  Konukman, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2024 yılı merkezi yönetim bütçe teklifi görüşmelerine yönelik  şunları söyledi: "2024 bütçesinin 2023 bütçesinden farkı yok. Zaten uzun bir süredir böyle. Bizim bütçelerimiz kamuya hizmet üretir, fonksiyonunu yitirdi. Daha çok kaynak tahsisini sermaye lehine yapan bir bütçe. Şimdi bakın orada rakamlar açıklandı. Deniyor ki; 8 trilyon 437 milyar bir gelir öngörülmüş, 11 trilyon 89 milyar da bir gider öngörülmüş. Açık ne kadar 2 trilyon 652 milyar. Peki niye bu bütçe açık vermiş? E mal ve hizmet alım giderlerinde muazzam bir patlama var. Peki  mal ve hizmet alımlarını kimden yapıyor? Sermaye kesimlerinden yapıyor, benden yapmıyor. Mal ve hizmet üreten kimse gidip onlara veriyor. Yatırım giderleri var. Orada da bir artış var. Kim yararlanıyor bundan? İhalelere giren firmalar yararlanıyor. Kamu hizmeti üretimini devlet özel sektör aracılığıyla yatırım yaptırıyor. Bütçe kaynaklarını kendisi finanse ediyor ama özel sektör kazanıyor, o işleri yapıyor. Onun dışında ne var? Faiz ödemesi var. Rantiye kesimine bütçede en önemli kalemlerden biri.  Cari transferler var, bir sürü şeyler veriyor, teşvikler veriyor. Kamu kuruluşlarının görev zararlarını karşılıyor, sübvansiyonlar yapıyor. Şimdi bütün bunlar bütçede kime yapılıyor dediğin zaman ağırlıklı olarak sermaye kesimi. Buna bakarak da bu bütçe sermaye lehine bir bütçe diyebiliriz."

https://youtu.be/MJcOtgRx0fY?si=qG1O2BWsWhG-ihkA