Kalamış’ta bulunan Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nde gerçekleştirilen basın toplantısına Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyeleri, Yüksek Divan Kurulu Başkanı Uğur Dündar, kulüp üyeleri ve kulüp personelleri katıldı.
Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunarak sözlerine başlayan Koç, basın toplantısının öznesinin Galatasaray olacağını vurguladı.
Daha önce yapılan söylemleri hatırlatan Koç, “Son dönemlerde ‘ananas, proje’ gibi deli saçması söylemler içindeler. Biraz daha onları ülkemize daha iyi tanıtmayı amaçlıyorum. Böyle bir basın toplantısı yaptığım için de üzüntülüyüm. Rakibimizin düşürdüğü seviye mezbahayı aratır durumda. Hem kendi camialarını kışkırtıyorlar hem de bu kadar haksızlıkla mücadele ediyorken bizim camiamızı da tahrik ederek milyonları kışkırtarak suç işliyorlar.” açıklamasını yaptı.
Türkiye Futbol Federasyonunun konuya dur demediğinin altını çizen Koç, şöyle devam etti:
“Galatasaray’ın Türk futbolu için nasıl büyük bir beka sorunu olduğunu yaşanmış örneklerle hatırlatacağım, onların yaptığı gibi hayali düşmanlarla değil. Galatasaray başkanı ve yöneticilerinin nasıl bir yol çizdiğini sizlere sunmaya çalışacağım. Sadece futbolda değil, kötülükte de Şampiyonlar Ligi’nde olduğunu, kazanmak için her şeyin mubah olduğunun kültür haline geldiğini biraz sonra paylaşacağım. Sonunda tarihin sayfalarında yer alan kirli ilişkileri ortaya çıkacaktır.”
“Bu kulübün (Galatasaray) Türk futbolunun bekası için ne büyük bir tehdit olduğunu anlatabileceğimi umuyorum”
Galatasaray hakkında açıklamalarını sürdüren Ali Koç, sarı-kırmızılı kulübü yönetenlerin operasyonel şekilde hareket ettiklerini ve karakteristik özelliklerinin samimiyetsizlik olduğunu dile getirerek şunları söyledi:
“Kendisine yapılmak istemeyeni başkasına yapmakta çekinmezler. Hatta ortalığı karıştırıp, 2 hafta önce olduğu gibi Ankaragücü maçında, bundan da nemalanırlar. Arzu ettiklerini elde etmek için hak, hukuk tanımazlar, kul hakkı yemekten çekinmezler. Türlü türlü tehdit, şantaj ve itibar suikastı yaparak, özellikle hakemleri ve kurulları baskı altında tutarlar, bunu yaparken de hayali düşmanlar yaratırlar. Kazanılan bir maçın ardından rakiplerini aşağılarlar, bundan paye çıkarırlar. En son Beşiktaş-Galatasaray derbisinde görüldüğü gibi. Bu kulübün Türk futbolunun bekası için ne büyük bir tehdit olduğunu anlatabileceğimi umuyorum. Bir puan kaybı sonrasında, işler iyi gitmeyince, ya da kendi maçlarında lehlerine olan hakem hatalarını örtmek için ortalığı birbirine katarlar, ‘Elimizde VAR kayıtları var.’, ‘Ligi bitirtmeyiz.’, ‘Sezon bitince her şeyi açıklayacağız.’ derler, lig bitince sus pus olurlar. İşler iyi gidince de ‘İtidalli, sağ duyulu olalım.’ derler. Futbolun marka değeri için mücadele ettiklerini söylerler. Hatta onlar olmasa, Türk futbol takımlarının Avrupa’ya gidemeyeceklerini iddia ederler. Kendileri için değil tüm kulüpler için adalet arayışında olduklarını söylerler.”
Sarı-kırmızılı kulübün daha önce kulüp televizyonunda ‘Futbol için adalet’ programı yapmaya karar verdiğini, bunun için de Fenerbahçe olarak birçok video gönderdiklerini belirten Koç, “Program yapılmadı. Bu arada programı yapamadan kulüp kanalları kapandı. Anlık, günü kurtarmak için yapılmış, samimiyetsiz, gerçek dışı söylemler. Sadece kendilerini akıllı, herkesi saf görürler. Öyle bir sallıyorlar ki istediklerini söylemeyenlere, hiç bulaşmamak daha iyi. TFF yönetimi ve kurulları, Galatasaray için ne anlam ifade etmektedir? Bu durum ligdeki gidişata göre mi değişiyor yoksa danışıklı dövüş mü var? Kulüpler Birliği’nde TFF’ye adeta siper oldular. Çok kısa bir süre sonra aynı TFF’yi tarihin en kötü başkanı olarak ilan edip tüm kurullarıyla istifaya davet ettiler. 2 gün önce de hesap vermeye çağırdılar.” ifadelerini kullandı.
“Hayatımda ilk defa MHK başkanına değil başkan vekiline saldırıldığını gördüm”
Fenerbahçe Kulübünün geçen sezon Alanyaspor maçının devre arasında yaptığı sosyal medya paylaşımını hatırlatarak devam eden Koç, “Alanyaspor ile oynanan bir maçın devre arasında paylaşım yaparak rahatsızlığımızı dile getirdik. Kıyameti kopardılar. Ama 10 gün sonra kendileri bire bir aynısını yaptılar. Bir kişi bile ‘Fenerbahçe aynısını yaptı, biz neler söyledik. Riyakarlık yaparız, yapmayalım.’ demedi mi?” diyerek sözlerine devam etti.
Galatasaray’ın baskı oluşturmak için kişileri kamuoyunun önüne attığını da söyleyen Koç, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bunların bir taktikleri var, baskı oluşturmak için insanları kamuoyunun önüne atmak, itibar saldırısında bulunmak. ‘Fenerbahçe ile ilgili şirketlerde çalışıyor.’, ‘Koç Grubu’nda çalışıyor.’ gibi alakasız konuları gündeme getirip söz konusu kişiyi kamuoyunun önüne atmayı hedefliyorlar. MHK Başkan Vekili Murat Ilgaz için Fenerbahçeli dediler. Hayatımda ilk defa MHK başkanına değil başkan vekiline saldırıldığını gördüm. Geçen sezon PFDK başkanının Galatasaray formasını giymesini beklerlerken ‘Sırtında Fenerbahçe formasıyla karar alıyor’ dediler. MHK Başkanı Lale Orta’yı Okan Üniversitesi çalışanı ve Fenerbahçeli olduğu söylemleriyle baskı altına almaya çalıştılar. Cesur bir TFF Başkanı olsaydı ‘Yahu kardeşim ben Galatasaray Kongre üyesiyim. Benden önceki başkan Fenerbahçe yönetim kurulu üyesiydi, bir önce başkan Beşiktaş başkanıydı.’ der. TFF başkanının Galatasaray kongre üyesi olmasına, kendi yönetim kurulu üyesinin Koç Holding’de çalışmasına rağmen, Divan Kurulu Başkanlarının daha önce Koç Holding’de çalışmasını görmezden gelerek utanmadan aynı algıyı yapıyorlar. O kadar uyanıklar ki, yönetim kurulu üyesi hanımefendinin CV’sindeki ‘Koç Holding’ yazısını ‘Bir holding çalışanı’ olarak değiştiriyorlar. Baskı yaparak, saldırarak, köşeye sıkıştırarak hep istediklerini elde etmeye alışmışlar. Bu yüzden Türk futbolunun beka sorunu diyorum. PFDK Başkanını Fenerbahçeli olmakla suçladıklarından bir gün sonra Tahkim Kurulu başkanının oğlunu Galatasaray Kongre Üyesi yaptılar. Olabilir bu durum ama aynı şeyi biz yapsaydık ne olurdu?”
“Gelelim FETÖ konusuna… En kuvvetli oldukları dönemde ilk baş kaldıran ve diz çöktüren Fenerbahçe’dir. Bunlarla mücadeleyi biz başlattık. Başkanımız “Ne şikesi, memleket elden gidiyor” dedi. İnanmadınız, sulandırdınız. Sonra olanları gördünüz. Maddi ve manevi zarar yaşadık. Sonrasında takım otobüsümüz kurşunlandı. Buna rağmen bu terör örgütüne, ilk kurban edilen tek takım Fenerbahçe. Bunun helalleşmesi olmadı. TFF ile mahkemeliğiz, her türlü şark kurnazlığı yapıyorlar.”
“ARKALARINDA HANGİ GÜÇ VARSA…”
“Arkalarında hangi güç varsa, neye güveniyorlarsa bu davranışlarını her hafta yapıyorlar. Sonrasında mağduru oynuyorlar. Hatırlatıyorum, er meydanına çıkma teklifimiz hala geçerli. Çünkü siz bizim önümüzde söyleyemeyeceğiniz şeyler söylüyorsunuz.”
“Ercan Güven, FETÖ ile ilişkiyi mükemmel anlatmış. Yazının başlığı “Ağzınızdan çıkanı önce kulağınız duyacak.” Yazıda “Söz konusu örgütün maskesi düşmediği dönemde, futboldaki vitrini haline getirdiği yıldızları kendilerine çalışan kanaat önderi haline getirdiği gibi, 15 Temmuz’dan sonra bu isimleri kulüpten atmaktan bile zorlandılar.” demiş. Biz de bunu somutlaştıralım. Fenerbahçe’ye saldırmak pahasına, devletin FETÖ ile mücadelesi zayıflatmak adına FETÖ seviciliği yapmaktır. Bunu aklınıza sokun. Örgütün 3 Temmuz’u kumpas olarak görmeyenlere soruyorum, o halde 17-25 Aralık, 15 Temmuz hain darbe girişimi ve birçok FETÖ kumpası hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizin anlayışınıza göre bunlar da meşru.”
“Gelelim gerçeklere…”
“Gelelim gerçeklere, FETÖ’nün en çok sevdiği, gönül kurduğu kulüp, kendileri olmalarına rağmen… Hala kırmızı listede yer alan efsaneler… O dönem örgütün yılmaz savunucusu Rasim Ozan Kütahyalı’nın savunduğu Zekeriya Öz de bu kulübün üyesi. “3 Temmuz’da Fenerbahçe’yi yerle yeksan etmeseydik, Galatasaray’ın önü açılmazdı” diyen Kütahyalı’nın Galatasaraylı olması da tesadüf! Bunların adlarını ağzıma almaktan bile utanıyorum. Mehmet Baransu’nun da Galatasaraylı olması tesadüf! Dİkkat eidlmesi gereken, terörist başının kendi ağzından çıkan sözlerdir. “Dua ve himmetle ayağa kaldırdık” dediği kuılüp biz değil. Haydi siz de ‘Biz değiliz’ diyin.” Bu kulüp dışında hangi sözleri sarfetmiştir. Bizim için ise ‘Fenerbahçe bize karşı sert bir tavır içerisinde.’ Belki o yüzden oraya çökmüşlerdir.”
“Sayın Cumhurbaşkanımız, Yüksek Divan Kurulu’ndaki sözlerinde ve 3 Temmuz 2021’de yazdığı mektupta “Sürecin en canlı şahitlerinden ve mağdurlarından biri Fenerbahçe Spor Kulübü’dür. FETÖ’nün yargı marifetiyle Türk futbolu dizayn etme çabası, Fenerbahçe’nin dik duruşu ile gerçekleşmemiştir” demiştir. Bunların etkileri, futbolda hala devam etmektedir.”
“Son dönemde ülkemizde ilginç gelişmeler oluyor. 12 Şubat 2024’te elebaşının videosu yayınlandı. Bazı kesimler bunu diriliş videosu olarak lanse etti. Aynı gün FETÖ’den ihraç edilen hakim ve savcıların göreve geldiği Sabah Gazetesi’nde çıktı. Cumhurbaşkanı ve Devlet Bahçeli tepki gösterdi. Garip bir hava var. Ne tesadüfi Galatasaray bu süreçte ortaya çıkıp “Bu ateş üfleyerek sönmez” lafını gündeme getiriyor. Acaba Fenerbahçe’ye bu şekilde saldırmaya cesaret etmeniz, son dönemin cesareti mi?”
“Fenerbahçe’ye FETÖ konusunda çamur atacak en son kurumun başında siz gelirsiniz, Galatasaraylılar…”