Türkiye

Akşener resti çekti! "Savaş ilanı kabul ediyorum"

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'den partisinden istifalarla ilgili açıklama: "Bu ne demek biliyor musunuz? Bir siyasi partinin iç işlerine karışmak demektir. Biz bunu 1997'de Doğru Yol Partisinde yaşadık. Dolayısıyla ben bu konuda idmanlıyım, şu an itibarıyla bir savaş ilanı olarak kabul ediyorum. Varım buyursunlar"

İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığında istifa ve ihraçlarla sonuçlanan 'İmamoğlu' krizinin ardından muhalefet cephesinde tansiyon hayli yüksek. Dün de bazı İYİ Partililerin CHP ile Ankara ve İstanbul'da iş birliği yaptığı ortaya çıkınca bugün Akşener bugün ateş püskürdü.,

AKŞENER'İ ÖFKELENDİREN CHP TEMASLARI

İYİ Parti Genel Merkezinin aldığı karara aykırı olarak İstanbul'da İmamoğlu'nu desteklemek için girişimlerde bulunan İbrahim Özkan önce Akşener'in talimatıyla istifa etmiş, sonra aynı göreve tekrar seçilince bu kez istifaları istenmişti. Özkan dün akşam tv100 canlı yayınında bazı İYİ Partililerin CHP ile yerel seçimlerde iş birliği için görüşmeler yürüttüğünü, bu görüşmelerin İstanbul ve Ankarayı' da kapsadığını hatta Akşener'in bundan haberdar olduğunu öne sürdü. Bu açıklamalar Akşener'i hayli öfkelendirdi.

AÇTI AĞZINI YUMDU GÖZÜNÜ

Partisinin Uşak il binasında yaptığı konuşmada Akşener, görüşmelerden haberi olmadığını kaydetti. Yaşananların bir siyasi partinin iç işlerine karışmak demek olduğunu belirten Akşener, "Ben 1997 yılında bu olayı Doğru Yol Partisi'nde yaşadım. Dolayısıyla ben bu konuda idmanlıyım. Şu andan itibaren bunu bir savaş ilanı olarak kabul ediyorum. Varım, buyursunlar" dedi.

ÇOK KONUŞULACAK ERDOĞAN VE İMAMOĞLU SÖZLERİ

Akşener zehir zemberek açıklamalarına bir sonraki programında da devam ederken şunları söyledi:

"Dün bir aydınlanma yaşadım, sayın Erdoğan bilir. İmamoğlu da öğrenecek. Ben sayın Erdoğan hapse giderken oradaydım. Çoluğu çocuğu ile ilgilenen bendim. Evinin önünde polis noktası kaldırıldığında oradaydım. Ama en ağır hakaretleri işiten ben oldum. Aynı şekilde Saraçhane'ye 2. kere gittim. Bugün sövenler, o gün rahmetli anama kadar götürdüler işi. Ama kazanana kadar ağzımı açmadım. O masaya götürdüm, masadan kovuldum. Ama ikisi de (Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş) korkup, milletin isteğini kabul etmediler."