Temasları kapsamında Düzce'ye gelen Tunç, Valiliği ziyaret ederek şeref defterini imzaladı.
Ziyaretin ardından açıklama yapan Tunç, Düzce'deki adalet hizmetleriyle ilgili yatırımları değerlendirme fırsatı bulduklarını söyledi.
Düzce'nin 31 Mart yerel seçimlerinde Belediye Başkanı Faruk Özlü'yü yeniden seçerek AK Parti belediyecilik anlayışını kentte devam ettirdiğini belirten Tunç, Özlü'ye "hayırlı olsun" ziyareti gerçekleştireceklerini dile getirdi.
Düzce'nin mavi ile yeşilin buluştuğu Türkiye'nin en güzel şehirlerinden olduğuna işaret eden Tunç, "Düzce, her geçen gün de gelişmesini, kalkınmasını hızlı bir şekilde sürdürüyor. Düzce depremden sonra hızlı bir toparlanma sürecine girdi. Düzce'miz sanayi alanında da gerçekten büyük bir mesafe katetti. 5 organize sanayi bölgesiyle istihdamın sürekli arttığı, turizm yatırımlarının gerçekleştiği güzel şehrimiz Düzce'miz. Bu anlamda emeği geçen değerli milletvekillerimize, değerli belediye başkanımıza ve sayın valimize çok teşekkür ediyoruz." diye konuştu.
Tunç, hükümetin yatırımlarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Düzce'de de hız kesmeden devam edeceğini vurgulayarak, "Bu anlamda tabii ileriye dönük Düzce'de bir adalet kampüsünün yapılmasıyla ilgili belediye başkanımızın yer tahsisi çalışmalarıyla ilgili görüştük. İleride inşallah onları da yine gündemimize alacağız. 2008 yılında burada yapımı tamamlanan bir adalet binamız vardı, şimdi ihtiyaca cevap veriyor. En son adliye personelimiz için 30 konutun Düzce'ye kazandırılmasını da sağlamıştık. Diğer bakanlıklarımızın da çalışmaları devam ediyor." ifadelerini kullandı.
"Demokrasinin standartlarının yükseltilmesi noktasındaki mücadelemizi hız kesmeden sürdüreceğiz"
Tunç, konuşmasının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 28 Şubat davası hükümlüsü eski generallerin de aralarında bulunduğu 14 kişinin kalan cezalarını kaldırmasına ilişkin soru üzerine Tunç, "Sayın Cumhurbaşkanı'mız, Anayasa'nın 104'üncü maddesinin 16'ncı fıkrası gereğince bu konuda af yetkisini kullandı. Bu yetki çerçevesinde bugün tahliyeler gerçekleşir." dedi.
Tunç, 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat'ın demokrasiye kara bir leke olarak tarihe geçtiğini söyledi.
Bundan sonra ülkede darbeler olmasın diye demokrasinin standartlarını yükselttiklerini vurgulayan Tunç, darbecilerin yargılanmasının, anayasa değişikleriyle sağlandığını kaydetti.
Gerek 12 Eylül darbecilerinin gerekse 28 Şubat darbecilerinin yargı huzuruna çıktığını belirten Tunç, şöyle devam etti:
"İşledikleri suçlar karşılığında da bağımsız ve tarafsız yargı cezalarını verdi. Büyük mağduriyetlerin yaşandığı 28 Şubat sürecini yaşatan kişiler de yargı önüne çıkıp yargımız tarafından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına çarptırılmıştı, 12 Eylül darbecilerinin de anayasa değişikliğiyle yargılanmaları sağlanmıştı. Ülkemizde demokrasinin standartlarının yükseltilmesi noktasındaki mücadelemizi hız kesmeden sürdüreceğiz. Demokratik, sivil, yeni anayasaya kavuşuncaya kadar bu mücadelemiz Türkiye Büyük Millet Meclisimizin öncülüğünde sürecek. 28 Şubat sanıkları; yaşları ilerlememişti, hastalık, kocama ve sürekli sakatlık halleri nedeniyle Anayasa'nın 104. maddesinde Cumhurbaşkanı'mıza verilen yetki çerçevesinde af yetkisi kullanılmış oldu ve bugün itibarıyla da tahliyeleri gerçekleştirilecektir."
"Demokrasilerde şiddete yer yoktur"
Kobani bahanesiyle düzenlenen eylemlere ilişkin davanın sanıklarının tahliyelerinin ne zaman gerçekleştirileceğiyle ilgili soru üzerine de Tunç, "O konuda tahliyeler şöyle; orada tahliye olacak olanlar var, mahkumiyetler var ve beraat edenler var." dedi.
Tunç, 6-8 Ekim 2014'teki olayların 35 il, 96 ilçe ve 131 yerleşim yerinde büyük tahribata neden olduğuna işaret ederek, "37 vatandaşımız, Yasin Börü ve onun arkadaşları kurban eti dağıtırken maalesef katledildiler. Suriye'deki iç karışıklıklar bahane edilerek, sokak hareketleri, şiddet hareketleri başlatılmıştı. Bu sürede 37 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, okulların, iş yerlerinin, ticarethanelerin, evlerin taşlandığı ve saldırılarla karşı karşıya kaldığı bir ortam. Sonrasında hemen Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 41 sanığın yargılanmasına başlanmıştı. Yasin Börü ve arkadaşlarını öldüren sanıklarla ilgili bunlardan 25'i çeşitli sürelerde hapis cezalarına çarptırıldı, 15'i de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı." ifadelerini kullandı.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin dün kararını açıkladığını hatırlatan Tunç, "HDP'nin o dönemde halkı sokağa çağırmasıyla ilgili olarak başlatılan adli soruşturma sonrasında davaya dönüşen ve bugüne kadar, dünkü karara kadar yargılanmaları süren davada da 108 sanık yargılandı. Bunlardan 72'si firari. Bunların dosyaları tefrik edildi. 36 sanıktan 18'i tutuklu, 18'i de adli kontrollü olarak yargılanıyordu. Dün açıklanan kararla 24 kişi hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 302'nci maddesindeki devletin birliğini bütünlüğünü bozmak suçuna yardım etmek, Türk Ceza Kanunu'nun 39. maddesi gereğince cezaları açıklanmış oldu. 12 sanık hakkında da beraat kararı verildi. Beraat eden sanıklarla ilgili olarak da bugün itibarıyla dün akşamdan beri tahliyeler de gerçekleşmiş oldu." değerlendirmesinde bulundu.
Tunç, bu tür terör olaylarının, şiddet olaylarının ülkede bir daha meydana gelmemesi için ülke olarak birlik ve beraberliği korumanın en önemli şey olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Terörün her türlüsüyle mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu anlamda Türkiye'yi huzurlu bir geleceğe kavuşturmak, birlik ve beraberliğimizi bozmaya yönelik, çocuklarımızın geleceğini tehdit eden, Türkiye'nin huzurunu bozmaya dönük faaliyetlere hiçbir zaman müsaade edilmeyecektir. Bu anlamda bu tür çirkin olayların, şiddet olaylarının bir daha gerçekleşmemesi bütün temennimiz çünkü demokrasilerde şiddete yer yoktur. Demokrasilerde şiddet çağrısına yer yoktur. Dolayısıyla demokratik siyaset yapmak isteyenlere de alan açıktık ama gerek Anayasa'mızın 26'ncı maddesi gerek Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 19'uncu maddesi gerek Avrupa İnsan Haklar Sözleşmesi'nin 10. ve 11'inci maddeleri şiddeti reddeder, şiddet çağrısını reddeder. Dolayısıyla bu anlamda da bağımsız ve tarafsız yargımızın vermiş olduğu bir karar söz konusudur. Bu karar ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karardır, istinaf ve temyiz süreçleri vardır. Bu süreçleri hep beraber bekleyeceğiz."
"Soruşturma devam ediyor"
Bakan Tunç, Ayhan Bora Kaplan suç örgütü soruşturmasına ilişkin soruya, "Soruşturma devam ediyor. Bu konuda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızın başlatmış olduğu bir soruşturma var. O soruşturmada gözaltına alınan sivil ya da resmi görevliler var. Bu anlamda bu soruşturmayı hep beraber bekleyeceğiz, soruşturmanın sonucunu hep birlikte göreceğiz." yanıtını verdi.
ü