Çin

AB'nin elektrikli araç çıkmazı: Türkiye, Çinli elektrikli araçların yeni üssü olacak mı?

Çin’de üretilen düşük fiyatlı elektrikli otomobillerin Avrupa pazarında hızla yükselmesi, Avrupa Birliği’ni ek gümrük vergisi uygulamaya yöneltti. Ancak, Almanya gibi ülkeler, bu kararın yıllardır Çin ile süren iş birliğini ve ekonomik çıkarlarını tehdit ettiğini savunuyor.

Zülal Çelik

Avrupa Birliği'nin Çin’den gelen elektrikli araçlara ek gümrük vergisi getirme kararı, elektrikli araç sektöründe büyük yankı uyandırdı. Çin, son yıllarda elektrikli araç üretiminde önemli bir merkez haline geldi ve dünya genelinde satışları hızla artıyor. 2023 yılında, Çin'in elektrikli araç ihracatı yüzde 50'den fazla artarak yaklaşık 5 milyon adede ulaştı, bu da ülkeyi küresel bir elektrikli araç üretim lideri haline getirdi. Avrupa pazarında BYD, Geely, SAIC ve NIO gibi markalar, fiyat-performans dengesi ve inovatif teknolojileriyle dikkat çekiyor.

Çin’de üretilen araçlar, düşük maliyetli üretim, devlet sübvansiyonları ve güçlü batarya teknolojileri sayesinde Avrupa'daki rakiplerini geride bırakıyor. Örneğin, BYD'nin modelleri Avrupa’da rakiplerine göre yüzde 30 daha ucuza satılıyor, bu da tüketiciler açısından cazip bir tercih haline geliyor. Çin’in gelişmiş lityum-iyon batarya üretim kapasitesi de bu başarıda büyük bir rol oynuyor. CATL ve BYD gibi firmalar, dünya çapında en yüksek verimlilikle batarya üreten şirketler arasında yer alıyor.

Çin’in bu başarıyı nasıl yakaladığı sorusunun cevabı ise basit: Devasa bir iç pazar, düşük iş gücü maliyetleri, hükümetin yoğun desteği ve teknolojik inovasyon. Çin’in 2023’te dünyada üretilen elektrikli araçların yüzde 60’ını tek başına üretmesi, ülkenin bu alandaki küresel hakimiyetini açıkça gösteriyor.

Özellikle Fransa gibi ülkelerde, Çin'den gelen araçların pazar payını hızla artırması, yerli üreticilerin fiyat rekabeti konusunda zorlanmasına neden oldu. Fransa’da 2023 yılında satılan elektrikli araçların yüzde 20’den fazlası Çin menşeli. Bu durum, yerel üreticilerin fiyat rekabeti konusunda zorlanmasına neden oluyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bu konuda Çinli araçların aleyhine oy kullanacaklarını açıkladı.

Buna karşın, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Maliye Bakanı Christian Lindner, AB’nin Çin’e karşı bu adımının yanlış olduğunu savunuyor. Lindner, 4 Ekim’de yapılacak oylamada Almanya'nın ret oyu kullanması gerektiğini belirtti. Almanya’nın dev otomobil üreticileri Volkswagen ve BMW gibi şirketler de bu görüşü destekliyor. Volkswagen’in Çin’de yılda 4 milyondan fazla araç üretmesi, Alman devlerinin bu pazardaki çıkarlarının ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, Çin ile ilişkilerin gerilmesi, Alman otomotiv endüstrisi için büyük riskler taşıyor.

BMW CEO’su Oliver Zipse de AB’nin bu adımının yanlış olduğunu belirterek, "Kimse bu ticaret savaşında kazançlı çıkmaz," ifadelerini kullandı. Alman üreticilerin Çin'deki otomobil üretim kapasiteleri, Almanya'daki üretimin iki katına ulaştı, bu da AB'nin bu kararının Almanya için neden büyük bir risk oluşturduğunu ortaya koyuyor.

Ayrıca Çinli otomobil devleri BYD, Chery ve Geely sadece Avrupa’da değil, Türkiye gibi stratejik pazarlarda da yatırım planlıyor. BYD, Manisa'da elektrikli araç fabrikası kurma planlarını açıkladı. Bu fabrika, Türkiye’nin elektrikli araç üretiminde önemli bir merkez haline gelmesine katkıda bulunacak. Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Chery’nin de benzer şekilde Türkiye’de üretim yapmayı hedeflediğini, ilişkileri sıkı bir şekilde ilerlettiklerini belirtti. Bu gelişmeler, Türkiye’nin de Çin ile otomotiv alanında önemli bir iş birliği yapacağını gösteriyor.