ABD'nin uzun kol yargı yetkisi, ülkenin uluslararası arenada kendi yasalarını diğer ülkelerde de uygulamaya çalışması anlamına gelir. Bu yetki, sadece sporda ön plana çıkmıyor. Özellikle ekonomik, finansal ve ticari alanlarda sıkça kullanılır ve çoğu zaman tartışmalı sonuçlara yol açar.
ABD'nin spor alanındaki “uzun kol yargı yetkisi” politikaları, üç ana stratejiye dayanıyor:
Yerel yasa ile uluslararası hukuka meydan okuma: ABD, yerel yasaları kullanarak uluslararası doping karşıtı kurallara meydan okuyor. Örneğin, 2021 yılında 23 Çinli yüzücüyü haksız yere doping kullanmakla suçladılar ve bu, Dünya Anti-Doping Ajansı (WADA) tarafından reddedildi.
Finans ve medya baskısı: ABD, finansal güç ve medya etkisiyle uluslararası spor camiasına baskı yapıyor. WADA'nın bütçesinin önemli bir kısmı ABD tarafından karşılanıyor ve bu, ABD'nin bu kurum üzerindeki etkisini artırıyor.
Çifte standart uygulamalar: ABD, kendi sporcularına yönelik doping suçlamalarında daha hoşgörülü davranırken, diğer ülkelere karşı daha sert ve taraflı davranıyor. Örneğin, ABD'li sporcuların “terapötik kullanım muafiyeti” alarak yasaklı maddeleri kullanmalarına izin veriliyor.
ABD'nin uzun yıllardır diğer ülkelere yönelik uyguladığı “uzun kol yargı yetkisi”, başlangıçta ekonomik ve ticari alanlarda yaygındı. Ancak, son yıllarda spor gibi daha tarafsız olması gereken alanlara da yayılmış durumda. Bu, ABD'nin global bir hegemonya kurma çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
ABD'nin spor alanındaki bu politikaları, uluslararası sporun adil ve tarafsız olması gereken yapısını tehdit ediyor. Çin, ABD'nin bu politikalarına karşı uluslararası hukuk ve normlar çerçevesinde mücadele ediyor. WADA ve IOC gibi kuruluşlar da bu tür uygulamalara karşı tedbirler almaya çalışıyor. Ancak, ABD'nin finansal ve siyasi gücü, bu tür çabaları zorlaştırıyor.
ABD'nin ‘uzun kol yetkisi’nin tarihçesi ve yasal dayanağı
ABD'nin uzun kol yetkisi, 1945 yılında Supreme Court'un International Shoe Co. v. Washington davasında aldığı kararla başladı ve o zamandan beri genişletilerek devam etti. Federal ve eyalet düzeyindeki yasal düzenlemeler, ABD mahkemelerinin belirli şartlar altında yurt dışındaki kişilere ve olaylara müdahil olmasına izin veriyor. Örneğin, New York eyaletinin Civil Practice Law and Rules bölümü, eyalet sınırları içinde iş yapan veya eyalette mal ve hizmet sağlayan yabancılar üzerinde yargı yetkisi kurma hakkı tanıyor.
Spor dünyasında ‘uzun kol yetkisi’nin etkileri
ABD'nin bu geniş yargı yetkisi, uluslararası spor organizasyonları ve sporcular üzerinde önemli etkilere sahip. Örneğin, 2015 yılında FIFA yetkililerinin ABD tarafından yolsuzluk suçlamalarıyla tutuklanması, bu yetkinin en dikkat çekici örneklerinden biridir. Bu tutuklamalar, ABD'nin spor dünyasındaki yolsuzlukları temizleme iddiasıyla hareket ettiğini gösterirken, bazı ülkeler ve organizasyonlar tarafından ulusal egemenlik ihlali olarak değerlendirildi.
ABD'nin uzun kol yetkisi, uluslararası hukuk ve egemenlik prensiplerine aykırı olduğu gerekçesiyle eleştiriliyor. Çin Dışişleri Bakanlığı'nın yayınladığı bir rapora göre, ABD'nin bu uygulaması uluslararası siyasi ve ekonomik düzeni olumsuz etkilemekte ve uluslararası hukuk kurallarını zedeliyor. Ayrıca sadece Çin’de değil, bu tür müdahaleler, sporun evrensel değerlerine ve bağımsızlığına zarar verdiği iddiasıyla birçok ülke tarafından eleştirilmektedir.
İşte ABD'nin bu yetkiyi kötüye kullandığı bazı örnekler:
HSBC Bankası
2012 yılında ABD, İngiltere merkezli HSBC Bankası'na, kara para aklama ve yaptırımları ihlal etme suçlamalarıyla 1.9 milyar dolar ceza verdi.
ABD, HSBC'nin faaliyetlerini kendi sınırları dışında yürütmesine rağmen, kendi yasalarını ihlal ettiği gerekçesiyle cezalandırdı. Bu durum, uluslararası bankacılık sektöründe büyük bir endişe yarattı ve diğer ülkelerdeki bankaların da ABD yasalarına uygun hareket etmek zorunda kalacağı anlamına geliyordu.
Alstom
2014 yılında, Fransız enerji devi Alstom, ABD'de rüşvet iddialarıyla ilgili soruşturma sonucu 772 milyon dolar ceza ödedi. Alstom, ABD'nin iddialarının büyük bir kısmının Fransız ve diğer yabancı yetkililere rüşvet vermekle ilgili olduğunu savundu. Bu durum, ABD'nin yargı yetkisini kendi sınırları dışında da kullanabileceğini ve bu tür uygulamaların uluslararası ticarette haksız rekabete yol açabileceğini gösterdi.
BNP Paribas
Yine 2014 yılında Fransız bankası BNP Paribas, ABD'nin yaptırım uyguladığı ülkelere (örneğin Sudan, İran ve Küba) yönelik işlemleri nedeniyle 8.9 milyar dolar ceza ödemek zorunda kaldı.
Bu ceza, ABD'nin kendi yaptırım politikalarını diğer ülkelerin şirketlerine de zorla kabul ettirdiğini gösterdi. BNP Paribas, bu ülkelerle yapılan işlemlerin kendi yasalarına uygun olduğunu savundu, ancak ABD yasaları ihlal edildiği gerekçesiyle ağır bir cezaya çarptırıldı.
ZTE ve Huawei
Çinli telekomünikasyon şirketleri ZTE ve Huawei, ABD'nin ulusal güvenlik gerekçesiyle yaptırım ve ticaret yasakları uyguladığı şirketler arasında yer aldı. Bu şirketler, ABD'nin dış ticaret politikalarının ve ulusal güvenlik endişelerinin ötesinde, ekonomik ve teknolojik rekabeti sınırlama amacı güttüğünü iddia etti. Bu durum, ABD'nin ulusal güvenlik bahanesiyle ekonomik baskı uyguladığı eleştirilerini beraberinde getirdi.
Editörün notu: ABD'nin uzun kol yetkisi, yerel mahkemelerin yabancı ("yabancı", bir eyalet, il veya ulus olsun, yargı yetkisinin dışında anlamına gelir) davalılar üzerinde , yasal bir temelde veya bir mahkemenin içsel yargı yetkisi aracılığıyla (yargı yetkisine bağlı olarak) yargı yetkisini kullanma yeteneğidir.
Zülal Çelik