ABD’nin dostluğunun bedeli ne?
ABD Başkanı Joe Biden, uzun süreli düşmanı Filistin'le yeni bir çatışmaya giren Ortadoğu'daki ‘sert’ müttefiki İsrail'i desteklemek için ‘benzeri görülmemiş’ bir yardım paketi ve Rusya'ya karşı Ukrayna'ya ‘ne kadar sürerse o kadar destek’ sözü verdi.
Böylelikle, ABD hükümetinin İsrail ve Ukrayna için talep ettiği fon neredeyse 106 milyar doları buldu. Peki bu inandırıcı bir taahhüt mü yoksa başka bir boş vaat mi olacak?
Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger,"Amerika'nın düşmanı olmak tehlikeli olabilir ama Amerika'nın dostu olmak ölümcüldür" demişti. ABD, Kissinger’ı haklı çıkararak, küresel başlıklarda güvenilir bir müttefik olmadığını defalarca gösterdi.
Eski Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle'ün torunu ekonomist Pierre de Gaulle, Fransız Le Parisien gazetesine verdiği demeçte, ABD'nin ‘Avrupa'yı bir tebaaya dönüştürmek için Ukrayna'da çatışmayı kışkırttığını’ ve Ukrayna krizini ‘Avrupa'yı istikrarsızlaştırmak’ için kullandığını söylemişti.
Avrupa, enerji, güvenlik, ekonomi, mülteciler ve benzeri kriz başlıklarında ağır bir bedel öderken, bu durumdan en çok ABD faydalanıyor ve Ukrayna krizini büyütmeye çalışıyor.
Modern Diplomacy dergisi de, Ukrayna krizini "Bu, Atlantik’in karşısında oturup yaşananları izleyen ABD'nin büyük karlar elde ettiği bir dönem" ifadeleriyle yorumlamıştı.
The Wall Street Journal da, ‘Avrupa'daki enerji krizinin en büyük kazananı: ABD ekonomisi’ başlığıyla Amerikan enerji şirketlerinin krizden kazandığı servete dikkat çekmişti.
ABD’nin Avrupa’da fırsata çevirdiği enerji krizi
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, 2021'deki 57,27 milyon tona kıyasla 2022'de yaklaşık 94,73 milyon ton sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithal etti. ABD ise, 2022’de bu arzın yüzde 41’ini karşıladı ve Kpler'in raporuna göre ilk kez Rusya'yı geride bırakarak AB'nin en büyük LNG tedarikçisi oldu.
Aynı şekilde, ABD, bu yılın ilk yarısında da AB LNG ithalat pazarının ana tedarikçisi olmaya devam etti.
Ancak, Avrupa için Rus enerjisinden uzaklaşmanın maliyeti oldukça yüksek ve doğalgaz fiyatlarında yaşanan çılgınca artışa ilişkin herhangi bir rahatlama emaresi görünmüyor. Örneğin Fransa'da gıda kalemlerinde yüzde 6,8, imalat malları ve hizmetler kaleminde yüzde 3 artış yaşanırken, enerji fiyatlarında yüzde 23,1 oranında artış yaşandı.
Avrupa'nın çıkarları hiçbir zaman ABD’nin umrunda olmadı. 2021'de ABD, Avrupalı müttefiklerini şaşkın ve hazırlıksız bırakarak Afganistan'ın Kabil kentinden aceleyle çekildi. ABD aynı zamanda İngiltere ve Avustralya ile imzaladığı AUKUS'la Avustralya-Fransa denizaltı anlaşmasını açıkça bozdu.
Baskı diplomasisi
ABD, Doğu Asya’daki müttefiklerine karşı da baskı diplomasisi uyguladı.
ABD, 1986’da yarı iletken endüstrisinin yükselişine yanıt olarak Japonya'yı ‘ABD-Japonya Yarı İletken Anlaşması’ imzalamaya zorladı, Ticaret Yasası'nın 301. Bölümü uyarınca soruşturma’ başlattı, çeşitli Japon ürünlerine ticari yaptırımlar uyguladı ve yarı iletken endüstrisinin rekabet gücünü ve potansiyelini baltalayarak, Japonya’nın küresel pazardaki payının yüzde 50'sinden yüzde 10'a düşmesine yol açtı.
ABD aynı zamanda, son yıllarda ABD ile uzun süredir devam eden ticaret fazlasından duyduğu memnuniyetsizlik nedeniyle Japonya'ya karşı gümrük vergisi uyguluyor. Mart 2018'de ABD, ithal çelik ve alüminyum ürünlerine yüzde 25 ve yüzde 10'a varan gümrük vergileri uyguladı. ABD’nin bu konudaki yasal dayanağı olan Ticareti Genişleme Yasası, Birleşik Krallık, Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda da dahil olmak üzere Beş Göz ülkelerini geçici olarak ‘muaf’ tutsa da, aynı anda Japonya’yı ‘suçlamaya’ devam ediyor.
ABD’nin müttefiki konumundaki Güney Kore de aynı muameleyi görüyor. ABD, Kuzey Amerika dışında üretilen elektrikli araçlara yönelik federal vergi kredilerini ortadan kaldıran Enflasyonu Düşürme Yasasını (IRA) geçen yıl kabul etti. Bu da, Güney Koreli Hyundai ve bağlı kuruluşu Kia Corp'un da aralarında bulunduğu şirketlerin artık bu tür sübvansiyonlardan yararlanamayacağı anlamına geliyor.
Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol, Eylül 2022'de New York'a yaptığı ziyaret sırasında ABD'li mevkidaşı Joe Biden ile yapılan görüşmelerin Seul'ün IRA’dan kaynaklanan endişelerini çözeceğini umuyordu. Ancak, Yoon’un payına düşen tek şey Biden'la yalnızca 48 saniyelik spontan bir sohbet oldu.
Üstelik Güney Kore, 1991'den bu yana, ABD Kuvvetleri Kore (USFK) tarafından istihdam edilen Güney Koreli siviller için yapılan harcamalari, askeri tesislerin inşası ve lojistik destek de dahil olmak üzere ABD askeri varlığının masraflarını paylaşıyor.
Özel Tedbir Anlaşması (SMA) uyarınca Güney Kore, ABD birliklerinin konuşlandırılması için 1,04 trilyon won (yaklaşık 890 milyon dolar) harcadı. ABD ayrıca, 10. SMA'nın süresi 2019'un sonunda dolmak üzereyken, yeni bir anlaşma için ABD'ye 5 milyar dolar ödememesi halinde Seul yönetimini askerlerini çekmekle tehdit etmişti.
Eski Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk'ın bir zamanlar ABD hakkında yaptığı yoruma şaşmamalı:
“Böyle müttefiğin varken düşmana ne gerek var?”
Derleyen: Erkin Öncan
Bunlar da ilginizi çekebilir