Dünya

AB'den Ukrayna'ya mali yardım planı

Avrupa Birliği'nin (AB), Ukrayna'ya mali yardımda Macaristan'ın vetosunu aşmak için oybirliği gerektirmeyen yeni bir plan üzerinde çalıştığı öne sürüldü.

ABUkrayna'ya 2024 yılı için hazırlanan 50 milyar avroluk mali yardım paketi hakkında Macaristan ile yaşanan fikir anlaşmazlığının ardından "B planı" üzerinde çalışıyor.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın söz konusu mali yardım paketine yönelik veto kararında AB liderlerinin gelecek yıl 1 Şubat'ta toplanmasını öngören olağanüstü zirvesinde de ısrarcı olması halinde AB, "B planını" uygulayacak.

Yeni plan, AB Komisyonunun gelecek yıl Kiev'e yardım sağlanması için sermaye piyasalarından 20 milyar avroya kadar borçlanmasını ve üye devletlerin AB bütçesine garanti vermesini içerirken, toplam tutar Ukrayna'nın ihtiyaçlarına göre belirlenecek.

Plana göre, üye ülkeler arasında "en yüksek kredi notuna sahip" olanlar oybirliğine vardığı takdirde 27 ülkenin tamamının onayı alınmak zorunda kalınmayacak.

Öte yandan, AB'nin Ukrayna'ya yardım göndermek için borçlanmasını istemeyen ülkelerin varlığı nedeniyle bu planın kaç ülke tarafından destekleneceği belirsiz.

Plan, AB'nin Kovid-19 salgınından etkilenen istihdam alanları ve çalışanları korumak için üye ülkelere toplam 100 milyar avro değerinde kredilerin verildiği pakete benzetildi.

Macaristan ve AB arasındaki Ukrayna anlaşmazlığı

Macaristan, Ukrayna'nın AB üyeliğine ilişkin müzakerelerin başlamasını ve 50 milyar avro değerindeki yeni mali yardım paketini desteklemiyor.

Ukrayna'ya yönelik 50 milyar avroluk yeni yardım paketinin AB bütçesinden sağlanmaması gerektiğini savunan Orban, AB'nin 14-15 Aralık Zirvesi'nde, söz konusu paketi veto etmişti.

Söz konusu zirvede Ukrayna'nın AB üyelik müzakerelerine başlaması kararı ise Orban'ın kahve içme önerisiyle Almanya Başbakanı Olaf Scholz tarafından salondan çıkarılmasıyla alınabilmişti.

AB liderlerinin 2024 Şubat'ta düzenleyeceği olağanüstü zirvede, Ukrayna'ya mali yardım konusunun yeniden ele alınması bekleniyor.

Orban'ın bu süreçte ikna edilememesi halinde, oybirliği gerektirmeyen diğer formüllerin de değerlendirilebileceği belirtiliyor.