Cao Beidan
"Gri bölge" stratejisi, aslında askeri hedeflere doğrudan askeri yöntemlerle değil, kurallar ve gündem belirleyerek ulaşmak anlamını taşıyor. Bu strateji, rakipleri daha düşük maliyetle baskı altına almayı hedefler. Hem yumuşak hem de sert güç kullanımını birleştirerek, düşük yoğunluklu çatışmalar yaratmayı hedefler.
Geçtiğimiz yıl boyunca Filipinler, Güney Çin Denizi'nde Çin'in eylemlerine karşı "gri bölge" stratejisini benimsedi. Bu strateji, Çin Sahil Güvenliği’yle çatışmaya girmeye çalışırken, Çin’i kışkırtarak kamuoyunda tepki uyandırmaya kadar çeşitli yöntemleri içeriyor. Filipinler, bu stratejiyi askeri kuvvetleri değil, sivil araçları kullanarak uyguluyor. Bu araçlar arasında orduyu sivillerle örtbas etmek, ekonomik baskılar kurmak, bilimsel araştırmalar yapmak, Çinli balıkçıların yasa dışı faaliyetlerde bulunduğu iddialarını yaymak ve uluslararası medya kuruluşları aracılığıyla provokasyon yaratmak yer alıyor.
Ancak, Filipinler'in tek başına bu "gri bölge" stratejisini başarıyla uygulaması pek mümkün görünmemektedir. Bu stratejinin ardında güçlü bir destekçi vardır: ABD.
ABD, "gri bölge" stratejisini, Hint-Pasifik Stratejisi'nin uygulanmasında önemli bir araç olarak benimsiyor. Bu strateji, diplomasi, ekonomi ve bilişsel savaş gibi farklı alanlarda hayata geçiriliyor. Filipinler, ABD'nin bu küresel stratejisinin uygulanmasındaki bir halka olarak, "gri bölge" yöntemlerini kullanıyor.
Hesabı kim ödeyecek?
Analistler, ABD ve Filipinler’in Güney Çin Denizi meselesinde Çin’e karşı ortak bir "gri bölge" stratejisi izlemelerinin, ABD deniz güçlerinin Güney Çin Denizi’ndeki varlığını ve sözde "seyrüsefer özgürlüğü"nü korumayı, Güney Çin Denizi çevresindeki ülkelerle müttefik ilişkisini güçlendirmeyi ve Çin’in komşu ülkelerle olan kara ve deniz sınır anlaşmazlıklarına müdahale etmeyi amaçladığını belirtiyor. Ayrıca, bu stratejinin Çin’in stratejik alanını daraltmayı ve gelişimini engellemeyi hedeflediği ifade ediliyor.
Ancak bu stratejinin uygulanması hiç de kolay değil. Her şeyden önce, her ülke, Filipinler hükümeti gibi, kendi ulusal çıkarlarını düşünmeden ABD’nin peşinden gitmeye razı değil. Örneğin, Japonya ve Avustralya, ABD'nin önerdiği Güney Çin Denizi'nde ortak devriye uygulamasına karşı tereddütler yaşamış, ABD'nin "gri bölge" stratejisine dayanarak önerdiği güvenlik iş birliğine karşı temkinli davranmışlardır.
Daha da önemlisi, Soğuk Savaş zihniyetinden beslenen "gri bölge" stratejisi, ASEAN ülkelerinin barış ve kalkınma hedeflerine aykırıdır. Bu strateji, esasen Amerikan hegemonyasını savunmakta olup, ASEAN merkezli bölgesel iş birliği yapısını ciddi şekilde tehdit edebilir ve bölge ülkelerinin uzun vadeli çıkarlarına zarar verebilir.
Hepimizin bildiği gibi, ABD hayır işi yapmaz! Bu sebeple ABD, en yakın müttefikleri ve ortaklarına bile karşılıksız destek sağlamaz. Sonuç olarak, "gri bölge" stratejisinin maliyetini kim ödeyecek? Bu sorunun cevabını ABD dahil tüm ilgili taraflar iyi anlıyorlar.