Birçok farklı kalemde ürünü ayrıntılı şekilde inceleyen ABD’li yetkililer, hayvancılık alanındaki sıkıntılara da odaklanıyor. Raporların özellikle ABD Ankara Büyükelçiliği’nde görev yapan çok sayıdaki tarım elçisinin ayrıntılı çalışmaları olduğu ifade ediliyor. Yapılan analizler sonucunda hedefin küresel şirketlerin Türkiye pazarında elde edeceği avantajlara dikkat çekmek olduğu ortaya konuluyor. Türkiye’de faaliyet gösteren büyük ABD tarım ve hayvancılık şirketleri bulunuyor. İklim krizinin etkilerine de odaklanan değerlendirmelerde, Türkiye’nin üretim alanında oluşacak açıkların tahmini ayrıntılı şekilde yapılıyor.

ABD'li yetkili, Eygi'nin cenazesine katılıp katılmadıklarıyla ilgili bilgi vermedi ABD'li yetkili, Eygi'nin cenazesine katılıp katılmadıklarıyla ilgili bilgi vermedi

ABD raporlarının hedefi Türk pazarında gücünü artırmak

İlk olarak 2021 yılında kamuoyuna açık bir şekilde paylaşılan ABD Tarım Bakanlığı raporunda Türkiye’de kuraklık riski olduğuna, tahıl ve yem üretiminde krizler olacağına işaret ediliyordu.

27 Temmuz tarihli değerlendirmede; 2021 Mayıs ayındaki yağış miktarının azalması sebebiyle ülkede büyük bir kuraklık yaşandığını ve bu kuraklığın arpa-buğday üretimini etkileyeceğini, Türkiye’nin ciddi miktarda bu ürünleri ithal edeceği tahmini yapıldı. Yapılan tahminlerde ABD açısından ihracat fırsatlarının değerlendirilmesi, aynı zamanda şirketlerin harekete geçirilmesi gerektiği vurgulandı.

Türkiye'deki narenciye üretimine kalem kalem değerlendirme

Narenciye sektöründeki gelişmeler de ABD Tarım Bakanlığı tarafından inceleme altına alındı. 2024 yılında Ocak ayında hazırlanan ve ‘’Türkiye Yıllık Narenciye Raporu’’ adı verilen çalışmanın hedefi de yine ithalat ve Türkiye ile narenciye alanındaki dış pazar rekabeti oldu. Raporda ülkedeki üretim maliyetlerindeki değişim, ihracatçıların kur ve pazar endişesi, ton başına verilen desteklerin yeteriliği, Rusya pazarında yaşanan sorunlar teker teker analiz edilirken, ürün bazında da rakamlar inceleniyor.  Portakal, mandalina, limon, greyfurt gibi Akdeniz coğrafyasının temel ürünlerindeki verim ve kalite beklentisine de ayrıntılı mercek tutuluyor. Tüm bu değerlendirmelerle birlikte, Türkiye pazarında faaliyet gösteren ve aynı zamanda uluslararası pazarda Türk firmaları ile rekabet eden ABD’li şirketlere doğan imkanlara ışık tutuluyor.

Türkiye'de yağlı tohum ithalatı beklentisi

Amerika Tarım Bakanlığı’nın bir başka resmi raporu da 7 Mart 2024’te “Türkiye Yağlı Tohumlar ve Ürünleri” üzerine oldu. Raporun, Amerika Birleşik Devletleri Ankara Büyükelçiliği’nde görevli Tarım Uzmanı Kubilay Karabina tarafından hazırlandığı, Büyükelçilik Tarım Müsteşarı Michael Francom tarafından onaylandığı belirtildi. Raporda, Türkiye’nin 2024-2025 sezonunda yağlı tohum, ham yağ ve yem hammaddeleri ithalatının artacağı, bu durumun bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiği üzerinde duruluyor.

Türkiye’deki yağlı tohum ürünleri değerlendirmesi ayrıntılı şekilde yapılırken, kalem kalem beklentiler de sıralanıyor. Yağlı tohum üretiminin 3,1 milyon ton olacağı öngörülürken, çiftçilere yapılan desteklerin yetersizliğine vurgu yapılması dikkat çekiyor ve çiftçilerin mali sıkıntı yaşayacağı tespiti yapılıyor. Rapora göre Türkiye’de ayçiçeğinin üretim alanının daralacağı beklenirken, ayçiçeği ithalatının 775 bin tona çıkacağı tahmin ediliyor. Pamuk üretiminde ve buna bağlı olarak tohum ihtiyacının da yüzde 20 oranında artacağı tespiti ile birlikte soya üretiminde de ithalat hacminin artacağı ve bu alanlara yönelik pazar planlaması yapılması gerektiği ifade ediliyor.

Türk üzümü de mercek altında

ABD Tarım Bakanlığı Ege’nin çekirdeksiz kuru üzümü ile ilgili de kapsamlı bir rapor yayınladı. Dila İkiz tarafından hazırlanan ve Rishan Chaudhry tarafından onaylanan 12 Temmuz 2024 tarihli raporda üretimin 2023 yılında yüzde 26 oranında azaldığı tespitinin altı çiziliyor. Amerika Tarım bakanlığı raporunda Türkiye’nin yüksek kalitesiyle tanınan kuru üzüm ihracatında karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olduğu vurgulanarak şu ifadelere yer veriliyor: “Çiftçiler, ihracattan elde edilen kârın daha yüksek olması nedeniyle yıllar içinde diğer üzüm çeşitleri yerine kuru üzüm yetiştirmek için arazilerini işlemeye yönelmektedir.’’ değerlendirmesi yapılırken üretim ve yurt içi tüketim dengesi de şu ifadelerle tespit ediliyor: ‘’ Türkiye kuru üzüm üretiminde lider rolüne rağmen yurt içi tüketim istikrarlı değil. Yurtiçi tüketim, üretim düzeyi ve kalitesine, ihracata ve yurt içi fiyata göre değişiklik göstermektedir. Genel olarak Türkiye’de yurt içi kuru üzüm tüketimi yılda ortalama 35 bin ton ile 50 bin ton arasında olup, toplam kuru üzüm üretiminin yüzde 10-15’i civarındadır.” Raporun özetinde Türkiye’nin bu alandaki üstünlüğüne vurgu yapılırken, sektörün takibinin devam etmesi gerektiği üzerinde duruluyor.

'Hayvancılıkta 5 yıllık yol haritasının ABD'ye sağladığı fırsatlar'

Amerika Tarım Bakanlığı hayvancılık alanında da fırsatları değerlendirmek adına kapsamlı analizler yapıyor. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın 26 Şubat 2024 günü açıkladığı “2024-2028 Hayvancılık Yol Haritası” ile ilgili kapsamlı bir rapor hazırlayan Amerika Tarım Bakanlığı, bu yol haritası ile Amerika’nın Türkiye’ye damızlık ve sperma ihracatı yapabileceğini ve bu fırsatları iyi değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi.

Raporda Amerika için fırsatlar şöyle sıralanıyor:

-Yerli yetiştirme sorunları ve ülkenin son yıllarda içinde bulunduğu ekonomik iniş çıkışlar nedeniyle Türkiye, sığır sayısını artırmak için yüksek kalitede sığır genetiğine ihtiyaç duymaktadır.

– Türkiye yıllardır Amerika Birleşik Devletleri’nden damızlık sığır ve canlı hayvan genetiği ithal ediyor ve bu ithalatın değeri 2023 yılında sırasıyla 30 milyon dolar ve 4,1 milyon dolara ulaştı.

– Türkiye’nin ABD canlı sığır ithalatını yasaklamasından önce yol haritası, ABD canlı sığır ihracatçılarına önemli bir fırsat sunuyordu. Yine de, Türk üreticilerin ABD genetiğinin yüksek kalitesinin farkında olması nedeniyle, ABD’li cinsiyetli sperma ihracatçıları için diğer genetik ürünler üzerinde bol miktarda fırsat var.

– Büyükbaş hayvan spermasına ve yasağın sona ermesiyle birlikte canlı sığırlara da talebin yüksek olmaya devam edeceği tahmin ediliyor.

– ABD-Türkiye Ticaret ve Yatırım Çerçeve Anlaşması (TIFA) Konseyi’nin 30 Nisan 2024’te Ankara’da düzenlenen on birinci oturumundan bir fırsat daha doğdu. Bakanlığın Hayvancılık Yol Haritası Politikası doğrultusunda, Türkiye’nin belirttiği önceliklerden biri, hayvancılık genetiği konularında ABD endüstrisi ile işbirliği ve özellikle Türk muadillerinin eğitimi ve Amerika Tarım Bakanlığı ile Türkiye, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülecek projelerdir.

– Bu sektörde işbirliği yolları oluşturmak ve Türkiye’nin canlı büyükbaş hayvanlara yönelik ticareti kısıtlayıcı politikasının kaldırılmasını savunmak konusunda Türk hükümetiyle temas kurmaya devam ediliyor.

ABD’li küresel şirketlerin ilgisi Türkiye, Ortadoğu ve Afrika

Türkiye pazarına girmek için uzun süre çaba gösteren bazı tarım ve tohum firmaları son yıllarda Türkiye merkezli çalışmalarını hızlandırdı. Türk çiftçisinin ve büyük üreticinin dikkatini çekmeye yönelik yapılan proje ve teşviklerle birlikte pazardaki konumları sessiz bir şekilde büyümeye devam ediyor. Aynı zamanda bazı tarım firmaları ‘’Ortadoğu ve Afrika’’ çalışmalarının merkez üssü olarak İstanbul’u seçmiş durumda. Sektörde, tarım ve hayvancılıkta girdi maliyetlerinin yükselmesinde bu tür şirketlerin fiyatlarının da büyük oranda etkili olduğu aynı zamanda pazarda tekelleşme riskinin olduğu üzerinde duruluyor.