Uluslararası sistemin çok kutuplu hale gelmesiyle birlikte giderek artan sayıda ülke Amerika Birleşik Devletleri’nin karşısında kendine manevra alanı bulmaya başladı. Küresel Güney olarak adlandırılan bu ülkeler arasında geleneksel olarak Batı ile angajman içindeki Türkiye’nin yer alması dikkat çekiyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın BRICS’e üyelik ihtimalini dile getirmesi ile Ankara’nın tek bir merkeze bağlı kalmak istemeyen çok katmalı dış politikası bir kez daha gündeme geldi. Türkiye’nin son yıllardaki yönelimi ABD içerisinde de tartışmalara neden oluyor.
Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Ben Rhodes, ülkenin en önemli dış politika yapım merkezlerinden Foreign Affairs dergisi için kaleme aldığı yazıda “Brezilya, Hindistan, Türkiye ve Körfez ülkeleri gibi bölgesel güçler, soruna göre hangi ortakla bağlantı kuracaklarını seçiyor. Biden döneminde çok taraflı eylem için en üst noktası olan Rusya'ya karşı mücadelesinde Ukrayna'ya verilen destek bile büyük ölçüde Batı'nın girişimi olmaya devam ediyor.” İfadelerini kullandı. Rhodes “Olduğu haliyle dünya için bir dış politika” başlığını taşıyan makalede “eski düzen çözülüyor” değerlendirmesi ile ABD hegemonyasına dayanan tek kutuplu sistemin sona erdiğini itiraf etti. ABD’li diplomat bu bağlamda Çin ve Rusya’nın rolüne dikkat çekti ve “Rusya, ABD tarafından güçlendirilmiş normları bozmaya, Çin ise kendi alternatif düzenini inşa etmeye kararlı. Washington bile Soğuk Savaş sonrası küreselleşmenin temel ilkelerinden uzaklaşıyor.” diye yazdı.
Biden’a tavsiye veren Türk ve Trump’ın yol haritası
ABD kamuoyunda yeni dönemde Türkiye ile nasıl ilişki kurulması gerektiği de tartışılan başlıklar arasında. Foreign Affairs dergisine “ABD ve Türkiye’nin uzlaşı zamanı” geldi başlıklı bir makale kaleme alan Aslı Aydıntaşbaş, Washington’ın Rusya ve Çin karşıtı politikalarda Ankara’nın pozisyonun yararlanması gerektiğini öne sürdü. Türkiye’nin Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika’daki etkisini anımsatan Aydıntaşbaş yazısında şunları kaydetti:
“Ankara'nın, ticaret ve savunma ortaklıkları konusunda ABD ve Avrupalı müttefiklerine sunabileceği çok şey var; ayrıca özellikle Türkiye'nin aktif olduğu ancak ABD'nin erişiminin sınırlı olduğu bölgelerde Çin, İran ve Rusya'nın nüfuzunun kontrol altına alınmasına yardımcı olmak konusunda da sunabileceği çok şey var. . Soğuk Savaş transatlantik ilişkisine geri dönüş olmayacak, ancak Erdoğan'ın Türkiye'si henüz Çin-Rusya yörüngesine geçmedi ve eğer ortakları işbirliğinin avantajlarını açıkça ortaya koyarsa, Türkiye'nin Batı'ya doğru yönelme şansı var.”
Trump’ın Suriye politikası değişebilir mi?
ABD’de yaklaşan seçimler uyarınca Biden kadar eski ABD Başkanı Donald Trump için de uzmanlar tarafından hazırlanan yol haritasında Türkiye’ye yer veriliyor. Trump’a yakın düşünce kuruluşları arasında başı çeken Heritage Foundadation “Project 2025” isimli kapsamlı raporunda Türkiye için izlenmesi gereken yola dair de değerlendirmelerde bulundu.
Orta Doğu’da Filistin ve Suudi Arabistan başlıklarına değinilen raporun devamında “Bir diğer önemli öncelik ise Türkiye’yi Batı kanadında ve NATO müttefiki olarak muhafaza etmektir. Türkiye’nin Rusya ve Çin’e doğru ilerlemesinin önüne geçecektir ki bu da Ankara’nın güvenliğine varoluşsal tehdit olarak gördüğü PKK-YPG’ye ABD desteğinin yeniden düşünülmesini gerektirecektir.” denildi.
ü