Çin, 1978 yılında başlattığı reform ve dışa açılma politikasında 45 yılı geride bıraktı. Bir politikanın başarısı halkının yaşamını iyileştirmesiyle sınanır. Bir devrim çocukların hayatını değiştirmediyse yapılmamış demektir. Çin halkının kaderi Çin Komünist Partisi (ÇKP) liderliğinde muazzam değişiklikler yaşadı. Çin, son 45 yıla normalde bir asırda  gerçekleşebilecek başarılar sığdırdı. ÇKP’nin 11. Merkez Komitesi 3. Genel Kurulu’nda alınan kararla reform ve dışa açılma uygulamalarına başlaması, “bir nehri yüzerek geçerken ellerle taşları yoklamaya” benzetildi. ÇKP, sosyalist bir düzende piyasa yöntemlerini de uygulayarak teoriye “Çin’e özgü sosyalizm” denilen büyük bir katkı yaptı. Reform ve dışa açılma gerçekleştirilirken 1949’da gerçekleşen devrimin yarattığı temelden de yararlanıldı. Çin, 1952 ile 1978 arasında yıllık ortalama yüzde 6,8 büyüme ve yıllık ortalama yüzde 4,5 üretim artışı gerçekleştirmişti. Özellikle tarımda uygulanan hane halkı sorumluluk sistemi verimliliği artırdı ve kasaba ve köy işletmelerinin hızlı büyümesini sağladı. Çin’in ekonomik açıdan nasıl bir yol katettiğini ifade edebilmek için bazı verileri aktarmak gerekiyor. 1978’de 190 dolar olan kişi başına düşen milli gelir 2021’de 12 bin 551 dolar oldu. Çin’in dış ticaret toplamı sadece 20 milyar dolardı. 2022’de Çin’in ihracatı 3,6 trilyon ABD Dolarına, ithalatı da 2,7 trilyon ABD Dolarına ulaştı. Çin’in ihracatı dünya toplamının yüzde 14.7’sini bulurken, dijital ekonominin GSYİH’daki payı 2022’de yüzde 41,5’i buldu.

Çin dünyayı, dünya Çin'i tanıdı 

Çin, son 10 yılda ÇKP Merkez Komitesi Genel Sekreteri ve Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in liderliğinde dünyaya Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ni açıklayarak ülkelere kazan-kazan  ve karşılıklı yarar temelinde ortak refaha ulaşma fırsatları sundu. Bu sürede 150’den fazla ülke ve 30’dan fazla uluslararası örgüt ile 230’u aşkın işbirliği belgesi imzalandı. Çin’in dünya ekonomisindeki payı yüzde 18’i geçerken, dünyanın ekonomik büyümesine yaptığı katkı yüzde 30’u aştı. Çin, ayrıca liderlik ettiği BRICS+ ve  Shanghai İşbirliği Örgütü gibi oluşumlarla çok kutuplu bir dünyanın önünü açtı. Çin’in kuruluşundan bu yana izlediği küçük büyük bütün ülkelerin eşit olması ve barış içinde bir arada yaşamanın beş ilkesi gibi dış politika çizgisi gelişmekte olan ülkelere önemli katkı yaptı. Çin’in ev sahipliği yaptığı Yaz ve Kış Olimpiyat Oyunları, Dünya Fuarı gibi organizasyonlar dünyanın Çin’i daha yakından tanımasını sağladı. Çin’in reform ve dışa açılma döneminde, özellikle de son 10 yılda halkın yaşamına yaptığı en önemli değişiklik mutlak yoksulluğu ortadan kaldırılması oldu. Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana 100 milyonlarca insan yoksulluktan kurtuldu. Son 10 yılda 350 milyon insan, 832 ilçe ve 128 bin köy yoksul statüsünden çıktı. 1980 yılında Çin ekonomisi dünyada 11.sıradaydı; 2000 yılında 6.sıraya yükseldi. 2004’te İtalya’yı, 2006’da İngiltere’yi, 2010’da Japonya’yı geçerek 2.sıraya yükseldi 2025 yılında ise ABD’yi geçerek dünyanın en büyük ekonomisi olacağı tahmin ediliyor.

Çin artık uzayda  

Bir zamanlar dünyadaki ekili alanların yüzde 8’ine sahip olan Çin, dünya nüfusunun yüzde 22’sini besliyordu. Artık Çin’in firmaları birçok ülkede faaliyet gösteriyor. Çin’in dış yatırımları o ülkelerin kalkınmasına ve istihdamına katkı sağlıyor. Çin, dijital ekonomi iyi ve yeşil dönüşümü gerçekleştirirken ileri teknoloji ve uzaycılık çalışmalarında büyük başarılara imza atıyor. Uzay istasyonu kurusu, Aya’a araç yolladı. Diğer ülkelere de uzaydan barışçı amaçlarla birlikte yararlanma çağrısı yapıyor. Çin’in kurucu lideri Mao Zedong 1 Ekim 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğunu açıklarken Tiananmen Kulesi’nden “Çin halkı ayağa kalktı” diye seslenmişti. Daha sonra koşmaya başlayan Çin, artık kelimenin tam anlamıyla “uçuyor”.  Kamil Erdoğdu