Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Kocaeli Üniversitesinde görevli maden mühendisi, jeoloji, jeofizik, elektrik ve güvenlik uzmanlarından oluşan 7 kişilik bilirkişi heyeti, Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesinin talebi üzerine üçüncü raporunu tamamladı.

Bilirkişi heyeti, mahkemeden kendilerine dijital olarak iletilen dosyada kazayla ilgili muhtelif ifadeler, savunmalar, beyanlar, bilgi, belge ile farklı kişi ve kurumlar tarafından hazırlanan çalışmaları ve raporları inceledi.

İncelemenin sonucunda hazırlanan rapor, Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu. 5 sayfalık raporda, dosyadaki bilgilerin bütün olarak incelenmesi sonucunda kazanın meydana geldiği iş yerinde zor jeolojik ve teknolojik şartların söz konusu olduğu, emek yoğun çalışma şeklinin uygulandığının anlaşıldığı aktarıldı.

Milletlerarası anlaşmalar Resmi Gazete'de yayımlandı Milletlerarası anlaşmalar Resmi Gazete'de yayımlandı

Yeraltı şartlarındaki dar hacimlerde emek yoğun çalışma uygulamalarında yönetsel ve/veya operasyonel aktivitelerin zorlaşabildiği, süregelen ve/veya anlık nitelikteki teknik zafiyetlerin buna eklenmesiyle de çok kayıplı, üzücü iş kazalarının oluşabildiği anlatılan raporda, kazada kasıt unsuruna rastlanmadığı belirtildi.

"Kazada herhangi bir şekilde kasıt unsuruna rastlanılmamıştır"

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Teftiş Kurulu ve TTK Amasra Müessesesi raporlarında kazanın meydana gelişiyle ilgili belirtilen hususların genel anlamda heyetin görüşleriyle benzeştiğine yer verilen raporda, şunlar kaydedildi:

"31 Ekim 2022 tarihli bilirkişi raporumuzda tarafımızca kazanın meydana gelişinde rolü olan 6 önemli ve temel hususa işaret edilmiş olup, bu hususların yukarıda incelenen raporlarda da kaza nedeni olarak ele alındığı görülmektedir. Bilirkişi heyetimizin ve son değinilen 3 raporun içeriğine göre, iş yerinde meydana gelen kazada herhangi bir şekilde kasıt unsuruna rastlanılmamıştır. Ancak iş yerinde iş güvenliğini tehlikeye düşürebilecek yaygın bir 'kusur, hata, yanlış ve/veya eksik uygulama' zincirinin mevcudiyeti söz konusudur. Bilirkişi heyetimiz bu yaygın 'kusur, hata, yanlış ve/veya eksik uygulama' durumunu göz önüne alarak, meydana gelen iş kazasında, iş yerinde uzun vadede oluşmuş 'iş yeri alışkanlıkları ve iş yeri kültürünün de rolü olduğu kanaatiyle yazdığı raporlarında, TTK'nın hiyerarşik yapılanmasındaki 'teknik ve idari makamların kontrol ve idaresinde kalan kazayla ilgili alanlar gözetilerek, 'kusur, hata, yanlış ve/veya eksik uygulama' bağlamında 'ilişkili durumlara' işaret etmek suretiyle ilgili 'teknik ve idari makamlar' sorumlu tutulmuştur.

Nitekim bilirkişi heyetimizin ilk 2 raporunda da kusurlu durumlar bakımından kişi adı verilmesi yerine iş yeri hiyerarşisindeki makamların adlarının verilmesi, bu 'iş yeri alışkanlıkları ve iş yeri kültürü' ile ilgili durumun gözetilmesi ve hakkaniyet bakımından herhangi bir yanlışlığa düşülmemesi için olup bilirkişi heyetimiz kendini yetkinlik alanı olan teknik konularla sınırlayarak 'kusur, hata, yanlış ve/veya eksik uygulama' ile ilgili kişiselleştirmeyi ise hukuki sürece bırakmıştır."

Amasra'da maden ocağındaki patlamaya ilişkin davanın 9'uncu duruşması, 1 Kasım'da Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılacak.

Süreç

Bartın'ın Amasra ilçesindeki TTK Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022'de saat 18.15 sıralarında meydana gelen patlamada 41 işçi hayatını kaybetmiş, 11 işçi yaralanmıştı. 1 işçi sevk edildiği hastanede 4 Kasım 2022'de, 1 işçi de 5 Nisan 2023'te tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmişti.

Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir'in de bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Zanlılardan Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, iş güvenliği ve eğitim başmühendisi Volkan Soylu ve başmühendis Mehmet Tural ile kartiyelerden (birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak) sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan tutuklanmış, 4 kişiye adli kontrol hükümleri uygulanmış, zanlılardan 3'ü çıkarıldıkları hakimlikçe, 9'u savcılık sorgularının ardından salıverilmişti. Bu şüpheliler arasında yer alan bir kişi hakkında ise soruşturma sürecinde takipsizlik kararı verilmişti.

İddianamede, tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekci, Soylu ve Tural hakkında 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan toplam 840 yıldan 1050'şer yıla kadar, 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan da 4 yıl 16 aydan 12'şer yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Bu 4 sanık hakkında iki suçtan toplam 844 yıl 16 aydan 1062'şer yıla kadar hapis cezası talebinde bulunulan iddianamede, diğer 19 sanığın ise "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

Önceki duruşmada, ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, "bilinçli taksirle öldürme" suçundan yargılanan kartiyelerden sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman'ın ev hapsi ve yurt dışına çıkış yasağı tedbir kararıyla tahliyelerine karar vermişti.