14 Mart Lhasa vandalizmi ve Çin

ibet'in Barışçıl Kurtuluşuna İlişkin Onyedi Maddelik Önlemler Anlaşması imzaladı. Tibetliler de yönetime ortak edilmişti ancak çok sürmedi; 1959’daTibetliler Çin’in güvenini kötüye kullanarak  düzene başkaldırdılar. Başarısız olan ayaklanmanın ardından Hindistan’a kaçılar.  28 Nisan 1959’da 14. Dalai Lama  Tenzin Gyatso, Hindistan’da Dharamsala’da sürgünde bir hükümet kurdu. Çin ise 1959’da kontrolü ele alarak Dalay Lama ve yandaşlarının kurmuş olduğu kast sistemine dayalı ve halkın maddi ve manevi sömürüsü üzerine inşa edilmiş olan yönetim yapısını yıkarak bölge seküler hale getirildi. 1965 yılında ise Tibet Özerk Bölgesini kuruldu.1960’tan itibaren Soğuk Savaş ikliminin gölgesine Tibet, emperyalist kamp açısından önemli bir koz haline geldi. Özellikle, Tibet’i hep kendi toprağı gören Hindistan başı çekti.  Çin’in tüm uyarılarına rağmen topraklarında Çin aleyhine faaliyet gösteren sürgünde Tibet hükümetine müdahale etmedi. Son dönemde her ne kadar Trump ve Biden ağırlamasa da neredeyse her Amerikan Başkanının göreve geldikten sonra  Budistlerin ruhani lideri Dalay Lama’yı Beyaz Saray’da ağırlamıştır. Çin ise Dalay  Lama’nın Çin’deki ve Tibet’teki Budist nüfusun üzerindeki otoritesini tanımamaktadır. Özellikle Çin’de yaşayan Budistlerin kendi ruhani liderleri bir başka deyişle Dalay Laması bulunmaktadır.  ABD’nin ve Avrupa’nın neredeyse bir “peygamber” gibi gördükleri ve saygı duydukları Dalay Lama, Çin tarafından “kuzu postuna bürünmüş bir kurt” olarak nitelendirilmektedir. Sonuç olarak ABD’de kasım ayındaki başkanlık seçimlerinden sonra göreve gelecek başkanın da Dalay Lama ile ilişkisi nasıl olur sorusuna verilebilecek cevap herhalde kim başkan seçilir sorusu olacaktır. Anket verilerine göre kasımda Trump'ın başkan seçilmesi büyük olasılık. Önceki dönemde Dalay Lama ile görüşmeyen Trump'ın bu yeni dönemde de görüşeceği pek düşünülmüyor. Sebebi 2019’da Dalay Lama’nın  verdiği bir mülakatta Trump'ın eski kafalı ve ahlaki ilkelerinin az olduğunu söylemesi  bardağı taşıran son damla oldu. Çin tarafına bakıldığında ise özellikle Ocak 2022’de Kazakistan’da gerçekleşen halk ayaklanması başarısız bir renkli devrim girişimi olarak nitelendirildi. Bu bağlamda, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Kazakistan’daki gelişmeleri yakından takip etti. Xi Jinping’e  göre Avrasya coğrafyasında yeni bir renkli devrim tehdidi vardı. Bu düşüncesini ve uyarısını son iki yılda katıldığı bütün toplantılarda muhataplarına iletti. Hatta resmi birçok dokümana renkli devrim tehdidi yazıldı. Özetle Batı’nın; hatta bazı Avrasya ve Asya ülkelerinin komplo teorisi olarak gördüğü renkli devrim tehdidini Çin gerçekçi buluyor ve  önemsiyor. Toparlamak gerekirse, yakın dönemde özellikle Hu Jintao döneminde başlayan ve Xi Jinping döneminde devam eden Tibet’in kalkındırılması ve gelişmesi projelerinin birer birer tamamlanıyor. Bunlardan Pekin’den Lhasa’ya hızlı tren  hattının açılması en önemli projeydi. Böylece Tibet çok hızlı bir şekilde Çin’in başkentine hızla bağlanmış oldu. Tibet, doğal tarihi ve kültürel güzellikleriyle Çin’de önemli turizm destinasyonu haline gelmiştir. Özellikle hızlı trenin devreye girmesiyle birlikte yerli ve yabancı turistlerin ilgisi daha artmıştır. YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN