Zülal Çelik
Çin'de her yıl 1 Ekim, Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu simgeleyen Milli Bayram (Guóqìng Jié) olarak kutlanıyor. Bugün, Çin’in modern tarihi açısından önemli bir dönüm noktası. 1 Ekim 1949’da Mao Zedong, Tiananmen Meydanı’nda yaptığı tarihi konuşmayla Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ilan etti. Bu olay, Çin için emperyalist işgallerden kurtuluşun, iç savaşların sona ermesinin ve bir ulus-devlet olarak yeniden doğuşun simgesi olarak kabul ediliyor.
Tarihi gelişmeler ve ekonomik dönüşüm
1949’dan bu yana, Çin’de köklü değişiklikler yaşandı. Özellikle 1978’de Deng Xiaoping’in başlattığı reform ve dışa açılma politikaları, Çin ekonomisini dünyaya entegre ederek büyük bir dönüşüm sağladı. Bu politikalar, sosyalizm ile piyasa ekonomisi arasında bir denge kurmayı amaçlayarak, devlet kontrolündeki ekonominin kısmen serbestleştirilmesine olanak tanıdı. Bu süreçte atılan önemli adımlar arasında:
Özel girişimlerin teşviki: Devlet, özel girişimlerin kurulmasına izin vererek girişimcilik ruhunu teşvik etti. Bu, yerel üreticilerin ve girişimcilerin ekonomik faaliyette bulunmalarını sağladı.
Yabancı yatırımların ülkeye çekilmesi: 1980'lerde kurulan özel ekonomik bölgeler (ÖEZ), yabancı yatırımcılar için cazip hale getirildi. Shenzhen gibi bölgeler, düşük maliyetli iş gücü ve esnek düzenlemelerle yabancı sermaye için önemli merkezler haline geldi.
Dış ticaretin serbestleştirilmesi: Dış ticaretin serbestleştirilmesi, Çin’in dünya ekonomisine entegrasyonunu hızlandırdı. Yıllar içinde, birçok Çinli firma uluslararası pazarlarda rekabet etmeye başladı. Bugün, Çin dünyanın en büyük ihracatçısı konumunda.
Teknoloji transferi ve ortak girişimler: Yabancı şirketlerle yapılan ortak girişimler, teknoloji transferini artırdı. Bu sayede, Çinli şirketler modern üretim tekniklerini ve yönetim becerilerini öğrendi ve bu da ülkenin sanayileşme sürecini hızlandırdı.
Bu reformlar, Çin’in GSYH’sinin 1978’de sadece 149.5 milyar dolar civarındayken, günümüzde 17.8 trilyon doları aşmasına katkı sağladı. 2023 itibarıyla, Çin ekonomisi büyüme hızı bakımından dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olarak öne çıkıyor.
Medeniyet ve kültürel yükseliş
Çin’in sadece ekonomik alanda değil, kültürel ve medeniyet anlamında da büyük kazanımları oldu. 1949'dan bu yana, Çin’in kültürel etkisi dünya çapında giderek arttı. Konfüçyüs Enstitüleri aracılığıyla Çin dili ve kültürü dünya genelinde yaygınlaştırıldı.
Sinema ve sanat: Çin sineması, uluslararası alanda önemli bir pazar haline geldi. Filmler, hem ticari başarı elde ediyor hem de dünya çapında ödüller kazanıyor. Ünlü yönetmenler ve yapımcılar, uluslararası iş birlikleriyle daha fazla dikkat çekiyor.
Geleneksel kültürün yeniden canlanması: Geleneksel sanat ve kültür alanındaki çalışmalar, Çin halkı arasında kültürel bir yeniden doğuş yaşattı. Geleneksel festivaller, el sanatları ve folklorik etkinlikler, modern toplumda önemli bir yere sahip oldu.
Çin’in kazanımları ve gelecek vizyonu
Çin, 1949’dan bu yana birçok zorluğun üstesinden gelerek kendi kalkınma yolunu oluşturdu. 2020 yılı itibarıyla, Çin'in mutlak yoksulluğu sona erdirdiği ilan edildi. Kuşak ve Yol Girişimi gibi projelerle küresel iş birliğini güçlendirdi. Özellikle Afrika, Güneydoğu Asya ve Latin Amerika’da Çin’in yatırımları, bu bölgelerdeki kalkınmaya önemli katkılar sundu. Bu projeler, Çin’in barışçıl diplomasi ve küresel bir lider olma vizyonunun bir parçası olarak görülüyor.
Küresel ticaret ağı: Kuşak ve Yol Girişimi, Asya, Avrupa ve Afrika arasındaki ticaret yollarını geliştirmeyi amaçlıyor. Bu proje, Çin’in uluslararası ilişkilerdeki etkisini artırırken, aynı zamanda katılımcı ülkelerin ekonomik kalkınmalarına katkı sağlıyor.
Yeşil teknolojiler ve sürdürülebilirlik: Çin, son yıllarda yeşil enerji ve sürdürülebilir teknolojiler konularında da önemli yatırımlar yapıyor. Güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarında dünya lideri konumuna gelmesi, hem iç pazarında hem de global ölçekte çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunmasını sağlıyor.
Bugün Çin, yalnızca ekonomik ve teknolojik anlamda değil, kültürel ve diplomatik alanda da büyük bir güç haline geldi. 1 Ekim Milli Bayramı, Çin’in geçmişten bugüne elde ettiği kazanımların hatırlatıldığı bir gün olmasının yanı sıra, gelecekteki büyük hedeflerine doğru attığı adımların da bir göstergesidir. Çin, hem küresel sahnedeki etkisini artırmaya devam ediyor hem de medeniyetini ve kültürel mirasını dünyaya taşımaya kararlı.