Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı askeri operasyon ve Batı ülkelerinin Ukrayna'ya yaptığı yardımlar konusunda, Türkiye ve Boğazlar da önemli bir yer tutuyor. Geçen hafta basına yansıyan haberlerde, İngiltere’nin Ukrayna’ya göndermek istediği mayın avlama gemilerinin İstanbul Boğazı’ndan geçişine izin verileceği iddia edilmiş, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ise iddiaları yalanlamıştı. Konuya ilişkin son iddia da Rumen basınından geldi. Romania Newswek, son dönemde tartışma yaratan Boğazlar'dan gemi geçişleri ve Türkiye'nin tutumuna ilişkin bir haber yayınladı. Adina Mutar imzalı, 'Türkiye Karadeniz Savaşı'nda teslim oldu. ABD ve İngiltere gemileri geçebilir' başlıklı haberde, Türkiye'nin Boğazlar'dan gemi geçişine izin vereceği iddia edildi. "Anlaşma, diğer NATO ülkeleri de davet edilerek, Romanya ve Bulgaristan ile bu hafta İstanbul'da imzalanacak" ifadelerinin yer aldığı haberde, Türkiye'nin Romanya, Bulgaristan ile birlikte 'diğer NATO ülkelerini Karadeniz'in temizlenmesi ve deniz yollarının güvenliğinin sağlanmasına yönelik girişime katılmaya' davet etti. "Türk Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, ABD dahil diğer NATO müttefiklerinin deniz kuvvetlerinin Karadeniz'deki varlığına karşı konuşmuştu. Artık Türkiye bu tutumundan vazgeçti" ifadelerine yer verilen haberde, Türkiye'nin 'kararlarını ABD F-16'ların teslim alınmasına bağladığı' iddia edildi. Romania Newsweek'in haberi, Bulgaristan Savunma Bakanı Todor Tagarev'in 6 Ocakta yaptığı açıklamaya dayanıyor. Togarev, Bulgaristan, Romanya ve Türkiye'nin gelecek hafta İstanbul'da Karadeniz'de üçlü bir mayın karşıtı grup oluşturulmasına yönelik bir anlaşma imzalayacağını duyurmuş ve müzakerelerin Ağustos ayında başladığını söylemişti. Türkiye'nin 'teslim olduğu' yönündeki iddiaya ise, operasyona ilişkin yapılan duyuruda yer alan ifadeler kaynaklık ediyor. Duyuruda, 'girişimin, mayın faaliyet kuvvetlerinin ve Karadeniz bölgesi dışında bulunan diğer NATO üye devletlerinin varlıklarının ortak eylemine ve katılımına açık olduğu' belirtiliyor. Ancak, ilan edilen Üçlü Girişim kapsamında İngiliz veya diğer NATO ülkesine ait gemilerin geçişine ilişkin herhangi bir somut veri de bulunmuyor. Diğer yandan, Türkiye'nin söz konusu faaliyetlere 'Karadeniz dışı NATO müttefiklerinin katılımına' karşı çıktığı da biliniyor. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de, 16 Aralıkta yaptığı "Karadeniz’deki mayın tehlikesine karşı ülkemiz öncülüğünde başlatılan 'Üçlü Girişim' kapsamında Türkiye, Bulgaristan ve Romanya heyetlerinin yer aldığı Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu (MCM BLACK SEA) Toplantısı’nın 3. turunu 22-23 Kasım’da Bakanlığımız ev sahipliğinde gerçekleştirdik. Ayrıca 11 Ocak 2024 tarihinde üç ülkenin Savunma Bakanlarının katılımı ile İstanbul’da imza töreninin yapılmasını da planlıyoruz" demişti. Türkiye'nin Montrö'ye dayanarak bloke ettiği geminin mayın temizleme gemisi olması ve imzalanacağı iddia edilen anlaşmanın da mayın temizleme faaliyetiyle ilgili olması, Türkiye'nin iki tarafı da kızdırmamak için yeni bir formül arayışında olup olmadığı sorusunu akıllara getiriyor. Karadeniz güvenliği ve Türk-Rus ilişkileri düşünüldüğünde, elbette Türkiye, söz konusu mayın temizleme faaliyetinin bir 'NATO operasyonu' olarak değerlendirilmesini istemeyecektir. Mayın temizleme faaliyetlerinin İngiltere'nin gönderdiği gemilerle değil, doğrudan kendisinin de dahil olduğu bölgesel görev gücü olarak şekillenmesi, gergin ilişkiler düşünüldüğünde olası bir senaryo. Ancak, söz konusu ülkeler yine de NATO ülkeleri... İlan edilen operasyon da, Rusya'nın Ukrayna'daki özel askeri operasyonunun başlamasından bu yana Karadeniz'deki müttefik güçlerin gerçekleştirdiği ilk büyük ortak askeri operasyon olacak. Ancak, tam da geçen sefer Türkiye'nin geçişini engellediği türden bir İngiliz gemisi, anlaşmanın diğer bileşenleri Romanya ve Bulgaristan'ın da onayıyla görev gücüne dahil olursa Türkiye ne yapacak? Operasyonun kilitlenmesi pahasına gemiyi yine bloke mi edecek? Yoksa böyle bir adım, Türkiye'nin ana bileşenlerinden olduğu bu 'Üçlü Girişim' kapsamında mı gösterilecek? Yanıt bekleyen sorular ve seçenekler şimdilik bunlar. Öte yandan, bu görev gücünün Montrö statüsünün etrafından dolaşılacak bir faaliyete dönüşmesi de elbette ihtimal dahilinde. Rumen basını, ideolojik motivasyonlarının da bir sonucu olarak şimdiden Türkiye'nin teslimiyetini ilan etti. Ancak Türkiye, Karadeniz faaliyetlerinde Montrö statüsünün korunmasına vurgu yapıyor ve şimdilik pozisyonunu buna göre belirliyor. Üçlü Girişim faaliyetlerinde ise, Türkiye'nin bu tutumunu koruması bekleniyor.